30 Eylül 2012 Pazar günü 06:18’de Ay-Güneş karşıtlığı kesinleşiyor ve 7 derece Koç burcunda dolunay meydana geliyor. Bu dolunay astrolojik açıdan önemli zamanlarda olacağımızı işaret ediyor. Dünya genelinde ama Türkiye özelinde…
Türkiye astroloji haritasında askeri temaları, savunma ve mücadele gücümüzü ifade eden Mars gezegeni 7 derece Terazi burcunda yerleşmekte, haritanın Yükselen/Alçalan eksenine (ASC/DSC) dik açılar yapmaktadır. Dolunayın haritamızda stresli yerleşimde olan Mars üzerinde aynı dereceden etki yaratacak olması, dolunay civarındaki tarihlerin ülkemiz açısından önem taşıdığını göstermekte.
Öncelikle birkaç gün geriye gidip bir tespit yapalım. 21 Eylül Cuma günü boyunca Ay'ın hareket ettiği Yay burcu Türkiye astroloji haritasının 6. evine düşmekte olduğu için silahlı kuvvetlerle ilişkili bir alan. Ayrıca tam da Balyoz davası kararlarının açıklandığı bugünde transit Merkür 7 derece Terazi'deydi ve Türkiye astroloji haritasının 7 derece Terazi'deki Mars'ının üzerindeydi. Mars askeri konuları temsil eder; Merkür de bilgi, açıklama, sözlü ve yazılı kararlarla ilişkilidir. Transit Merkür Uranüs-Plüton ile stresli açıları yüzünden baskı altındaydı ve t-kare açı formu oluşturuyordu. Stres ve tansiyonu anlatan bu sert açı kalıbının gökyüzü ayaklarından birini oluşturan Merkür bu konumuyla sert, taviz vermeyen ve sonucu beklenenin ötesine taşıyan kararların açıklanabileceğini gösteriyordu.
30 Eylül Pazar günü Uranüs-Plüton arasındaki gergin açıyı bu kez Güneş tetikleyecek. Bu tetikleme balyoz davasının sonucuyla ilgili yeni boyutlar getiren gelişmeleri beraberinde getirir mi bilinmez. Ama bu tetiklemenin astrolojik sembolizmde Güneş ile ifade edilen etkin ve önemli pozisyonda bulunan, karar mercii olan kişileri, yönetici pozisyonu tutan kişileri etkileyeceğini düşünmemiz astrolojik olarak hatalı olmaz doğrusu. Dolunay esnasında Ay tarafından tetiklenecek t-kare açı kalıbı kişilik ve güç çekişmelerine, otoriteyle sorunlara, otoriter figürlerin stresler yaşamasına riskine dikkat çekiyor. Dolunayın daha evvelce net olarak bilinmeyen durumları ortaya çıkaran, görünür hale getiren bir yönü de vardır. Bu da ister istemez aydınlığa kavuşacak ilave durumlar, konular, gelişmeler olabileceğini düşündürüyor. Muhtemelen önemli ve etkin pozisyondaki kişileri ilgilendiren gelişmeler…
Tabii Uranüs ve Plüton ile irtibat kuran bu gergin dolunayın ortaya çıkarması muhtemel durumlar sadece yukarıda bahsettiklerimizle sınırlı değil. Bu dolunayın haritamızdaki Mars derecesinin tam üzerinde gerçekleşiyor olması Mars doğasındaki (Mars ile alakalı) temaların ve olayların dikkat çekici bir biçimde artacağını düşündürür cinsten. Nedir bu durumlar? Bu analizi yaparken Mars’ın sembolik olarak hangi konuları simgelediğini hatırlamamızda fayda var…
Dünya astrolojisinde Mars orduyu, askerleri ve kara-deniz ordusundaki ünlü askerleri temsil eder. Savaş, terörist saldırılar, sanayi alanındaki kavgalar, grevler ve çatışmalar Mars yönetimindedir. Bunun yanı sıra yangın, itfaiye hizmetleri, kundakçılık da Mars ile ilişkilendirilmiştir.
7 derece Koç burcunda gerçekleşecek gergin dolunayın Türkiye astrolojik haritasının Mars derecesini tetikleyecek olması önümüzdeki yakın dönemde şu risklere dikkat çeker:
- Askeri konularla ilgili gelişmeler
- Terör ve şiddetin tırmanması
- Yangın ev kundaklama olayları
- İç gerginlikler, huzursuzluklar
- Doğal afetler
Dolunayın genel etkileri
Dolunay döneminde Dünya’nın elektromanyetik alanında ekstra iyonizasyon olur. Bu dönemde Ay Dünya’nın arkasındaki manyetik kuyruktadır ve buradan yaklaşık 4 günde çıkarak manyetik kuyrukta akıma neden olur. Bu akım Dünya’ya çarparak bir çeşit manyetik fırtına oluşturur. Manyetik fırtınaların üzerimizdeki etkirli çoğunlukla duygusaldır; ama bazı zamanlarda fiziksel etkileri de görülür.
Ay’ın Dünya üzerindeki çekim gücü Güneş’inkinin iki buçuk katıdır. Her ay fazı hava durumunu değiştirici bir etki yapar, bu; kuraklık, kasırga, tornado ya da şimşek olabilir. Bazı araştırmalar yeni ay ya da dolunay sonrasında %10 daha fazla yağış olduğunu, bazen de bu döneme denk gelen Ay’ın perigee ve apogee (Dünya’ya en yakın ve en uzak) dönemlerinde tropik fırtınaların kasırgaya dönüşebileceğini göstermektedir. 30 Eylül’de gerçekleşecek dolunay Uranüs ve Plüton ile irtibat kuracağından, sert ev şiddetli rüzgarları, kasırgaları aktif edebilir.
Bir gezegenin Güneş’le karşıt hizalanması o gezegenin Dünya’ya en yakın pozisyonda olduğunu gösterir ve diğer faktörler uygunsa sismik aktivite görülebilir. Gezegenlerin Güneş’te konveksiyon akımı oluşturmaları gibi, Dünya’da da konveksiyon akımları oluşturabileceğini düşünebiliriz. 30 Eylül’deki dolunay esnasında Güneş Uranüs ile karşıt açıda olacak ve ayrıca Plüton ile de dik açı oluşturacak. Bu dizilim elektrikli bir atmosfer oluşacağını, elektromanyetik alanda hareketlilik görülebileceğini gösteriyor. Ekinoks sürecinde olduğumuz için bu etki daha da belirginleşebilir. Yermerkezli ve Dünya merkezli dizilimler dünya genelinde görülebilecek etkin doğal afetler riskini işaret ediyor olabilir. Tabii sadece 30 Eylül tarihinde değil, bu tarihin birkaç gün öncesinde ve birkaç gün sonrasında.
Araştırmacı ve yazar Frank Glasby’e göre Dolunay ve yeniay zamanlarında daha fazla okyanus gelgiti vardır. Bu yüzden dolunay ve yeniay zamanlarında daha çok deprem görülür. Depremlerin olmasını kolaylaştıran yatay basınç, basınç altındaki kayalardan yüklü parçacıklar (pozitif iyonlar) salınmasına neden olur ve bunların da insan ve hayvanlar üzerinde biyolojik etkileri vardır. Dolunay zamanlarında insanların daha agresif bir ruh hali içerisinde olduklarını gösteren pek çok araştırma vardır.
Neler Yapabiliriz?
Dolunayda gergin açılar altında kalacak Ay’ın duygularımız ve bedenimiz üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, önümüzdeki yakın süreçte sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Beslenme konusu da önem taşıyor bu bağlamda. Genel olarak dolunaylarda fazla sıvı alınması önerilmez. Oruçlu olmak da yapılabilecek isabetli şeylerden biridir.
Dolunay civarındaki günlerde profesyonel veya sıradan olsun günlük işlerimizde diğer kişilerle ilişkilerimizde dikkatli adımlar atmalı, sağduyulu hareket etmeliyiz. Gergin duygusal çıkışlar yapma riskine karşı kendimizi frenlemeli, gergin ve karmaşa enerjisi taşıyan ortamlardan uzak kalmalıyız. Aksi takdirde olumsuz durumlarla karşılaşabiliriz, dikkat! En önemli şeyin insan ilişkileri olduğunu unutmayalım.
En agrese olduğumuz zamanda bile derin bir nefes almak, futbol tabiriyle “topa basmak” çok büyük bir stres yaşama olasılığını bile bertaraf etmemize yardımcı olabilir. Dolunay Koç burcunda gerçekleşeceğine göre ve Koç burcunun gölge yönü acelecilik olduğuna göre, ani ve beklenmedik gelişmeler karşısında içimizden ona kadar saymayı başarabilir, sabredebilirsek, hatta işin esprisine kaçıp şakaya vurabilirsek, muhtemel bir debdebeyi sorunsuz atlatabiliriz.
Gergin hissettiğimiz anlarda biraz içe çekilebilir, aktif ve yoğun ortamdan bir müddet için uzak kalarak dengeyi sağlayabiliriz. Zira bu gergin dolunay esnasında Güneş Terazi burcunda olacak ve denge sağlamamıza yardımcı bir konumda bulunacak. Ay bilinçdışını ve Güneş bilinçli hareket etmeyi ve iradeyi ifade ettiğine göre, ani duygusal çıkışlara meydan vermemek için irademizi devreye sokmamız gerekiyor.
Pek tabii ki bu gergin dolunay civarındaki tarihlerde hiç bir şey yapmayalım, pasif kalalım, endişe içerisinde sadece bu etkilerin geçip gitmesini bekleyelim anlamına gelmiyor. Sevdiğimiz kişilerle bir araya gelmek, sevgi paylaşımında bulunmak, dayanışma içerisinde olmak bu agresif ve değişken ruh halini aşmak için en ideal yol kanımca. Pek tabii evcimen hayvanlarımızla, bitkilerimizle, kısacası sevgi alışverişinde bulunacağımız her şeyle ve herkesle…
Dolunay zamanları yaratıcılığın da çok arttığı zamanlardır aynı zamanda. Ortaya bir ürün koyma zamanlarıdır. Dolunayın Uranüs ile kavuşumda olması yaratıcı ve keşfe yönelik etkileri maksimize ediyor. Profesyonel iş hayatımızdan, günlük işlerimize kadar her alanda daha yaratıcı, çözüm üretici olabiliriz. Daha önce fark etmediğimiz şeyleri fark edebilir, olayları daha farklı bir gözle değerlendirebiliriz.
Dolunaylar bu vakte kadar belirginleşmemiz durumların, artık görünür bir duruma gelmesine yönelik etkiler taşır. Önemli bir yol değişiminde ise, Uranüs-Plüton ile irtibat kuran bu dolunay sonrasında kendimize yeni bir rota belirlemek üzere değişim enerjisini aktif edebiliriz. Değişim enerjisine karşı çıkmaktansa, bu enerjiyle birlikte hareket etmek bize kazandıracaktır. Bitmesi, tamamlanması, hayatımızda bundan sonra yer almaması gereken şeyler olabilir. Bir nevi temizlenme yaşayabiliriz. Bunu doğal döngünün bir gerekliliği olarak görebiliriz.
Dolunaylarda Ay ve Güneş karşıttır ve bu yüzden tek başına hareket etmekten ziyade, birlikte hareket etme enerjisi taşır. Bu yüzden dolunayın enerjisini zıtlaşma ve fikir ayrılıkları yerine, tamamlanma ve sevgi alışverişine yönelik kullanmamızı mümkün kılar. Bu gergin dolunayda bile bu geçerlidir. Gezegenler bizlerin üzerinde belli bir ölçüde etki yaratırlar. Ama irademiz onların etkilerinin üzerine çıkabilir. Bunu unutmayalım.
Kişisel düşünceme göre tüm bu gergin etkilere rağmen sevgi ve huzuru koruyabiliriz. 30 Eylül’deki dolunay civarındaki günler bu bağlamda bizim testimiz olacaktır. Bu testi başarı ile geçebileceğimizden umutluyum…
Sevgi, ışık ve umutla…
Öner DÖŞER
25 Eylül 2012, Salı
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan