Önceki yazımda daha ziyade 21 Aralık tutulmasına ağırlık vermiştim, bu yazımda ise 4 Ocak tutulmasını ön plana çıkaracağım. Bu tutulma öncesinde yayınladığım köşe yazımda “Bu her ne kadar parçalı bir tutulma ise de, Avrupa’da, Afrika’da, Asya’da ve Orta Doğu’da pek çok ülkeden görüleceği için, etkisi geniş alana yayılacak.” Şeklinde bir tespitte bulunmuştum. Bu yazıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.onerdoser.com/Y29_1_oglak-burcunda-gunes-tutulmasi.html
Öncelikle, Dünya Astrolojisi’nde uygulanan temel bir kuraldan bahsetmek istiyorum. Tutulma anına yönelik çizilen haritalarda, tutulma derecesinin izdüşümünün MC’ye, yani Tepe Noktası’na düştüğü bölgelerde yönetimsel ve idari konularla, hükümetler ve yöneticilerle ilgili sorunlar görülebilir. 4 Ocak 2011’de gerçekleşen Güneş tutulması devlet düzenleri ve idari konularla ilişkili Oğlak burcunda olmuştu ve benzer temaları temsil eden Satürn ile uyumsuz açı oluşturuyordu. Tutulma Oğlak burcunda olduğundan Satürn tutulmanın yöneticisi durumundaydı ve tutulma ile sert teması bu yüzden çok önem taşımaktaydı. Tüm bunlara ilaveten, tutulmanın gerçekleştiği burçtan geçiş yapan Plüton gezegeni, devlet düzenlerinde, idari sistemlerde, ekonomik sistemlerde yeniden yapılandırma döneminde olduğumuzu ifade etmekte idi ve bu etki tutulmayla birlikte hızlanmıştı. Bu dönemde etkin olan gezegen döngüleri bize, dikta ve baskı ile yönetilen ülkelerin halklarının başkaldıracağını göstermekteydi.
Tutulmanın izdüşümünün MC hattına denk düştüğü bölge Orta Doğu olmuştu. Bu yüzden Orta Doğu’da hükümetler, idareciler zor ve türbülanslı bir sürece girdiler. Pek tabii ki Oğlak burcunun temsil ettiği diğer bir tema olan ekonomi de bu çalkantıların oluşmasında önemli bir faktördü. Dolayısı ile Orta Doğu’daki ülkeler, bahsettiğimiz konularda adeta domino etkisi ile, hızlandırılmış bir değişim sürecine girdiler…
Örnek olarak Yemen’in başkenti Sana’a için çizilmiş astrolojik haritayı gösterebiliriz. 13 derece 39 dakika Oğlak burcuna düşen tutulmanın izdüşümü, bu haritanın Tepe Noktası’na denk gelmektedir.
Yemen
4 Ocak 2011’de gerçekleşen Güneş tutulması, Yemen astrolojik haritasının Uranüs-Neptün kavuşumu derecesinin üzerine denk düşmüştü ve Jüpiter-Kiron karşıtlığı ile açı yapıyordu. Bu esnada transit Satürn de bu gezegenlere sert açılar yapıyordu. Yemen’de bu ay ortasından itibaren rejim karşıtı gösteriler arttı. 27 Ocakta binlerce kişi başkent Sana’da, 1978’den beri iktidarda olan Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in görevden ayrılması için gösteri düzenledi. Bugün, rejim karşıtları ve yanlıları arasında çatışma çıktı. 3 kişi kendini yakma girişiminde bulundu, bir kişi kendini yakarak öldü.
Hükümet, maaşların artırılacağını duyurdu.
Önümüzdeki süreçte transit Satürn, Yemen astrolojik haritasının Neptün derecesini ve Jüpiter-Uranüs karşıtlığını tetikleyecek. Transit Jüpiter de bu derecelere doksanar derecelik sert açılar yapacak. Uzun vadede, yıl sonlarından itibaren ve 2012 yılında, transit Satürn haritanın Venüs derecesine de uyumsuz açıda olacak. Tüm bunları bir araya getirirsek, huzursuzluk ve gerginliğin tekrarlama riskinin devam ettiği sonucuna ulaşabiliriz.
Sudan
4 Ocak 2011’de gerçekleşen Güneş tutulması, Sudan astrolojik haritasının Güneş derecesinin üzerine denk düşmüştü. Sudan’da yaşanan siyasi gerilim ve ekonomik güçlükler son haftalarda göstericileri sokağa döktü. Bir kişi kendini yakarak öldü. Fiyat artışlarını protesto eden gençler ve polis arasında çatışma çıktı.
Transit Plüton, Sudan astrolojik haritasının Güneş derecesinin üzerine doğru ilerliyor. Mart ayında Jüpiter de bu dereceye sert açılar yapacak. Fanatik girişim ve saldırılara ve dini-hukuki-ekonomik konularda türbülanslara açık bir dönem. İlkbahar sonlarında ve yaz başlarında, transit Satürn de Güneş derecesini tekrar tetiklemeye başlayacak. 2012 yılında, Uranüs’ün de Güneş derecesini tetiklediği zamanlarda, ülke liderlerini, yönetici figürlerini veya önemli pozisyonda bulunan kişileri zor zamanlar beklemekte…
Moritanya
4 Ocak 2011’de gerçekleşen Güneş tutulması, Moritanya astrolojik haritasının Venüs-Satürn kavuşumunun Mars ile karşıtlığını tetikliyordu. Bu esnada transit Mars ve Satürn de bu gezegenlere sert açılar yapıyor ve transit Plüton Moritanya astrolojik haritasının Jüpiter ve Ay derecesini tetikliyordu. Tüm bunlar ekonomik anlamda zorlayıcı etkilere işaret ediyordu halkın provoke olmaya çok eğilimli olacağı dönemden geçileceğini gösteriyordu.
Muhalefetin çağrısıyla 13 Ocakta binlerce kişi başkentte toplandı. Temel gıda fiyatlarındaki artış protesto edildi. 17 Ocakta bir iş adamı kendini yakarak öldü. Devlet Başkanı Muhammed Velid Aldülaziz, 20 Ocakta temel gıda ürünlerinin fiyatının yüzde 30 indirildiğini açıkladı.
Transit Jüpiter Şubat ayı içerisinde, Moritanya astrolojik haritasının Ay-Jüpiter derecelerini tetikleyecek. Ardından, Mart ve Nisan aylarında Mars ve Uranüs de bu dereceleri tetikliyor olacak. Bu şartlarda, her ne kadar şimdilik ortalık biraz durulmuş gibi gözükse de, önümüzdeki yakın süreçte tekrar çalkantılar oluşacak gibi gözüküyor. Yaz aylarındaki tutulmalar esnasında da haritanın gezegenleri tetikleniyor…
MARS ETKİSİ
Tarihte, transit geçiş yapan Plüton gezegeninin, bazı ülke haritalarındaki Mars derecelerine sert açıları, savaş, suikast gibi sert gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Örneğin, 1967-68 yıllarında, Başak burcunun 20 derecesi civarında hareket eden Plüton’un, ABD astrolojik haritasında 21 derece İkizler burcunda bulunan Mars’ı tetiklediği süreçte, Vietnam savaşının şiddetli bir şekilde devam etmekte olduğunu, Martin Luther King ve Robert Fitzgerald Kennedy’nin süikaste kurban gittiğini görüyoruz. 4 Kasım 1995’te, Plüton Akrep burcunun son derecesinde iken, İsrail astrolojik haritasında, 28 derece Aslan burcunda bulunan Mars’ı tetiklediğinde, İsrail Başbakanı İshak Rabin öldürülmüştü.
Astrolojide Mars orduları, askerleri, savaşı, terörist saldırıları, kavgalar, grevler ve çatışmaları temsil eder; genel olarak “düşman” figürü çizer. 2011 yılında, gerek Plüton ve gerekse Uranüs, Orta Doğu’da bulunan bazı ülkelerin astrolojik haritalarında öncü burçta bulunan Mars derecesini tetikliyor. Türkiye’nin de dahil olduğu bu ülkelerden bazılarının astrolojik haritalarına göz atalım…
Filistin
Filistin’in astrolojik haritasında Mars öncü burçların en öncüsü olan Koç burcundadır. 2011 yılı Mart ayında Uranüs’ün Koç burcuna geçiş yapmasıyla birlikte etki almaya başlayacak ve Nisan ayı başlarında, Uranüs ve Mars kavuşumu tarafından etkin bir şekilde tetiklenecek olan bu derece, Filistin için tehlike çanlarının çalacağını gösteriyor. Zira haritada Mars zaten “Düşman Evi” olarak adlandırılan 7. evde yerleşmiş durumda.
Mısır
Mısır’ın astrolojik haritasında Mars 3 derece Yengeç’tedir. Bu derece de, yukarıda bahsettiğimiz tarihlerde sert bir şekilde tetiklenecek. Astrolojik haritada Mars, yakın komşularla ilişkilendirilen 3. evde yerleşmiş durumda. Bu şartlarda Mısır’ın da içinde bulunduğu yakın bölgede, komşularda önemli stresler ortaya çıkacak demektir. Mısır da, beklenmedik bir biçimde bu streslerin içerisine çekilebilir. Mısır’daki çalkantılar, Orta Doğu’da dengelerin bozulmasına, hatta savaş rüzgarları esmesine sebep olabilir.
Türkiye
Daha önceki bölümde belirttiğimiz gibi, Türkiye’nin astrolojik haritasında da Mars öncü burçlardan biri olan Terazi’de ve yükselen derecesine yakın duran Yengeç burcundaki Plüton ile kare yapıyor. Bu şartlarda Orta Doğu’daki gergin gelişmelere, Türkiye’nin de bir şekilde müdahil olması ihtimali ortaya çıkıyor. Ayrıca kendi içimizde de sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu tutulma halkın kendi içinde gerginliklerini ve gizli düşmanlıkları tetikleyici etkiler taşımaktadır. Ayrıca Plüton’un ve Mars’ın da açık düşmanlıklar alanımızı tetikliyor olması, 2011 yılının özellikle de ilk yarısında, açık ve gizli düşmanlıklara muhatap kalma olasılığımızın güçlü olduğunu göstermektedir. Ayrıca, dikkatli olunmaz ise halk ile güvenlik güçleri arasında tatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu yerleşimler, güvenlik güçlerinin terörü bertaraf etmek için daha aktif olacağı bir sürece de işaret edebilir.
Uranüs-Plüton arasında etkinleşecek sert açının 2011 ve 2012 yıllarında maksimum etkili olacağını göz önüne alırsak, Türkiye açısından dikkatli adımlar atmak gereken, uluslar arası gerginliklerin içinde kalınacak ve tarafı olunacak bir süreçten geçileceğini söyleyebiliriz.
Tutulma haritasının Mars ve Plüton derecesinin, TC astrolojik haritasının 7. Evine düşüyor olması da, uluslar arası alanda giderek yıldızlaşmaya başladığımız bu süreçte, açık düşmanlıklara, kıran kırana rekabete ve bölgede liderlik çekişmelerine hazırlıklı olmamız gerektiğini de gösteriyor.
Şu anda dostane ilişkiler sürüyor olsa da, Türkiye-İran ilişkilerinde de gerginlikler yaşanması riski var güçlü bir şekilde. Bu iki ülkenin astrolojik haritalarını kombine ettiğimde, Mars ve Satürn arasında çok etkin bir sert açı (kare) olduğunu gördüm. Bu sert açı, öncü burçların birinci derecelerine düşmekte ve Uranüs’ün Koç burcuna geçişiyle birlikte Mart-Nisan aylarında bu dereceler sert bir şekilde tetiklenmekte. Bu durum, İran’la ilişkilerin çok iyi organize edilmesi gerekliliğine işaret etmekte ve Türkiye’nin özellikle de ABD-İran arasında oluşacak muhtemel gerginliklerde, çok dikkatli olması gerektiğini göstermekte.
21 Aralık 2010’da gerçekleşen tam Ay tutulması ve 4 Ocak 2011’de gerçekleşen parçalı Güneş tutulması haritalarının Türkiye astrolojik haritası üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde incelediğim köşe yazılarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
http://www.onerdoser.com/Y19_1_21-aralik-2010-tam-ay-tutulmasi-ii-.html
http://www.onerdoser.com/Y29_1_oglak-burcunda-gunes-tutulmasi.html
Bunlar astrolojik potansiyellerdir. Olayların nasıl gelişeceğini ancak içinde bulunduğumuz gezegen döngülerini, geçmişte yaşananlarla karşılaştırarak tahmin edebiliriz, kesin sonuçları bilemeyiz. Dilerim hepimiz daha bilinçli hareket eder, bu zorlayıcı transitleri en az zararla atlatırız.
Daha önceki yazılarımda da hep vurguladığım gibi, eğer insanoğlu bilincini doğru odaklar, gerçekte kim olduğunun ve yaşamını yönlendirme konusunda üzerine düşen sorumluluğun farkına varır, kendinde ve çevresinde gerekli düzeltmeleri yaparsa, gökyüzünde gezegenlerin sert açısal dizilimlerde bulunması neticesinde kriz yaratacak olaylar yaşanılması riski kaçınılmaz olmaktan çıkabilir. Eğer insanlar bir an önce yanlış yönde olduklarını fark eder ve daha iyi yönde değişim gösterirlerse, dünya da bunu takip edecektir. Belki de bu süreçte sorumluluğumuzun farkına varırsak, bilinçli bir şekilde bir şeyleri değiştirmeye çalışırsak, bu değişim dünyanın enerji matrisi üzerinde olumsuz etkileri azaltabilir, hatta olumlu etkiler yaratabiliriz.
Modern astrolojide çok güzel bir betimleme vardır: “Karakterimiz kaderimizdir. Karakterimizi değiştirebilirsek, kaderimizi değiştirebiliriz.” Bilinçli düşüncelerimizle etrafımızdaki ve içimizdeki dünyayı etkileme gücümüzü arttırabilme kapasitesine sahibiz.
Öner DÖŞER,
2 Şubat 2011
ASTROLOJİ OKULU