Devasa Kozmik Saatimiz Zodyak
Mayaların yaklaşık 26.000 yıl süren Büyük Sayım takvimlerinin 21 Aralık 2012’de sona erdiği, bu döngünün sonunda ortaya çıkacak “kutsal misyonu olan uyanmış insan” tipinden bahsedilmektedir. Peru’lu Şamanlar da bu dönemde ortaya çıkacak insan türüne “Işıltılı İnsan” demektedir. Afrika topraklarında yaşamış olan Dogonların yaklaşık 26.000 yıllık takvimlerinin 1999 yılında sonlandığı belirtilmektedir. Bu takvime göre 1975-1999 arası son tekrardı ve bunun sonunda insanlığın ruhen tanrısal insana geçişi vardı. Hopilere göre, Dördüncü Dünya yakında sona erecek ve “Aydınlanma Dünyası” dedikleri ve Kova Çağı’nın başlangıcına isabet eden Beşinci Dünya’ya gireceğiz. Her yerdeki yerli büyükler bunu biliyor. Yıllar boyunca beklenen işaretler gerçekleşti ve sadece çok azı kaldı. Birçok kadim uygarlığın bize ulaştırdığı bilgiler bu büyük değişimlerin bizim içinde bulunduğumuz zamanlara denk geldiğini göstermektedir.
Kadim atalarımız zamanın durağan veya doğrusal olmadığını, büyük bir dönüşüm içerisinde akmakta olduğunu, her döngünün kendine has nitelikleri olduğunu biliyorlardı. Bu nitelikler dünyayı, doğayı biçimlendiriyor ve ona form veriyordu. Bu döngüler değiştiğinde, dünyada ve doğada yaşanan olaylar da değişiyordu. Ekinoksların kaymasının farkındaydılar ve zamanın büyük döngülerini tespit etmek üzere bir Zodyak sistemi yaratmışlardı. Zodyak adeta 12 burçlu dev bir saat gibiydi. Bu dev saatin her bir diliminden, yani her bir burçtan geçiş süresinin 2160 yıl aldığını fark ettiler. Tüm burçları dolanıp, aynı noktaya gelmek, yaklaşık 26.000 yılı (25.920) alıyordu. Her bir burca girildiğinde, Dünya üzerindeki olayların niteliği de değişiyordu. Böylece kadimler, ekinoksların devinimini izleyerek, zamanın akışını da izlemiş oluyorlardı. Burçlardan her biri, zamanın farklı niteliklerini ortaya koyuyordu. Bu nitelikler ve değişimler, 12 burçlu dev saatin dört çeyreğinin her birinden geçilirken, daha da keskinleşiyordu. Bunlar Kova, Boğa, Aslan ve Akrep burçlarıydı. Bu dört çağın her biri, zamanın farklı bir niteliğini ortaya koymaktadır.
Günümüzden yaklaşık 13.000 yıl önce girilen Aslan Çağı’nda, küresel ısınma sonucu buzullar erimiş olduğu, ama hem de bazı hayvan türleri üzerinde önemli değişimler olduğu; Mamutların, kılıç dişli kaplanların neslinin tükenmiş olduğu söylenmektedir. Aslan, hayvan sembolüyle temsil edilen burçlardan birisidir ve ateş elementindendir. Günümüzden yaklaşık 6.500 yıl önce Boğa burcundan geçilirken, sığırlar evcilleştirilmiş, tarım gelişmiş, toprak savaşları yaşanmış, şehir devletleri, siteler kurulmuştu. Boğa burcu da hayvan sembolüyle ifade edilen burçlardan biridir ve toprak elementindendir.
Zodyak bizim, 26.000 yıllık devasa kozmik saatimizdir. Zamanın neresinde olduğumuzu görmemiz için ona bakmamız doğru olacaktır. Kadim uygarlıkların bize bıraktığı bilgiler, kozmik saatte bu burçlardan birine, Kova burcuna girilmekte olduğunu göstermektedir. Bundan yaklaşık 26.000 yıl önce, Kova Çağı’na girişimizde, CroMagnon insanın gelişimini ve Neanderthal insanının sonunu görürüz. Bu dönemde, günümüz insanının atası olan CroMagnon insan tipi, Erken Homo Sapiens ve Neandertal insanı melezi olarak ortaya çıkmıştır.
Kova Çağı’na girişimizle birlikte, önemli değişimler yaşanmasının zamanı gelmiştir. Onların “Zamanın Sonu” olarak adlandırdıkları şey aslında, yaşamakta olduğumuz çağın sonuydu. Yani, bu çağda yaşayan insanoğlunun dönüşümünün zamanı gelmişti. Yeni bir çağa ve zamana girilecek, eski çağ, yani “Zaman” sona erecekti. Peru’lu Şamanlar, bu dönemde ortaya çıkacak insan türüne “Işıltılı İnsan” demektedir. Kova burcu, insan sembolüyle temsil edilen burçlardan biridir ve hava elementindendir. Bu şartlarda bu kez değişim, insanlar, bilinç, iletişim ve teknoloji üzerine yaşanacaktır. Hava elementi aynı zamanda, etrafımızı saran uzay ile ilişkilendirilir. Bu yüzden biz bunu “Uzay Çağı” olarak da adlandırıyoruz.
Kova Çağı Şafağı
Dünya dönüş ekseni üzerinde büyük oranda Güneş’in ve biraz da Ay’ın çekim etkisinden dolayı yalpalama yapar. Bunu bir topacın dönüşü sırasında yaptığı devinime benzetebiliriz. Bu devinim sonucunda 25.920 yıllık (yaklaşık 26.000) bir döngü oluşturur. Bu döngü süresini 12’ye bölersek 2,160 yıl gibi bir sonuca ulaşırız ki bu bize bir burcun yönetimindeki astrolojik çağın süresini verir. Bir burç 30 derecedir ve astrolojik olarak Kova Çağı, İlkbahar Noktası’nın Balık burcunun sıfır derecesinden, Kova burcunun otuzuncu derecesine kayması ile başlar. Çağların ayrımına yönelik bu sınıflandırma Batı Astrolojisi’nin uzun tarihsel zaman periyotlarını tanımlama tarzıdır. Bu çerçeveye göre, birçok insan “Balık Çağı”nı bitirmekte ve “Kova Çağı”na yaklaşmakta olduğumuza, bazılarıysa bu sürecin yaşanmaya başladığına inanmaktadır. Bazı astroloji çalışmaları MS 1962, 1999, 2012, 2030 yıllarını geçiş zamanı olarak vermişlerdir. Fransa Ulusal Coğrafya Enstitüsü bilim insanları, gerçek astronomik geçişin MS 2010 yılında olması gerektiğini söylemektedirler.
Kova Burcundan Önemli Transitler
Yakın zamanda Kova burcundan gezegen geçişlerine bakarak, bu konuyu astrolojik açıdan netleştirmeye çalışalım. Kullanacağımız gezegenler, jenerasyon gezegenleri olarak anılan Uranüs, Neptün ve Plüton’dur. Zira bu gezegenler, insanlığın kolektif yaşamında radikal değişimleri sembolize ederler, kolektif bilinçdışı ya da bireylerarası bilinç şeklinde insan ruhunun içinde yer alırlar. Bu enerjiler kolektif bilincin içine işlediğinden, bireysel krizlerimiz ve bilinçsel gelişimimiz insanlığın tümünü etkiler ve global bilincin genişlemesini sağlayacak değişimler meydana gelmesine yol açar. Dış gezegenler olarak da adlandırdığımız bu üç gezegen, kendi doğalarının genel özelliklerini vurgulayarak, sınırlı ego yapımızın özünü etkileyerek, zihnimizi daha geniş bir realite anlayışına açmamızı ve bir parçası olduğumuz büyük gerçekliği daha geniş bir çerçeveden görmemizi sağlarlar.
Kova burcunun kolektif yöneticisi Uranüs, 1 Nisan 1995’te Kova burcuna giriş yapmıştı. Aynı yılın yaz aylarında bir müddet için Oğlak burcuna geri dönüş yaptı ve 12 Ocak 1996 itibariyle artık Kova burcuna kesin girişini tamamlamıştı. Bunu, yani 1995-96 yıllarına denk gelen Uranüs’ün Kova’daki transitini, Uranüs’ün Kova Çağı’nı uyandırması olarak görmemiz mümkün.
Uranüs’ün hemen ardından, 29 Ocak 1998’de Neptün Kova burcuna giriş yaptı. Aynı yılın yaz aylarında bir müddet için Oğlak burcuna geri dönüş yapmasını takiben, 28 Kasım 1998’de artık Kova burcuna kesin girişini yapmıştı. Neptün de daha önce belirttiğimiz gibi, 4 Nisan 2011’de bir müddet için Balık burcuna giriş yapacak. 5 Ağustos 2011’de tekrar Kova burcuna geri dönüş yapacak ve 3 Şubat 2012’ye kadar Kova’da kaldıktan sonra, artık Balık burcuna kesin giriş yaparak bu burçta yaklaşık 14 yıl kalacak. Neptün’ün, Kova enerjisini rüyalar ve benzeri enerji formları şeklinde kolektif bilinçaltına yaymaya devam ettiği yakın geçmişte, ruhsal ve fizikötesi konular hakkında algımız ve bilgimiz iyice artmaya başlamıştır. 2009 yılında Jüpiter, Kiron ve Neptün Kova burcunda kavuşum yaptılar. Kavuşumun Kova burcunda olması, görünmez durumdaki spiritüel dünya ile maddi dünya arasındaki bağlantının daha görünür hale gelmeye, birey ve kozmos bağlantısının güçlenmeye başlayacağına işaret etmekteydi. Ezoterik bilgilerin toplumsal alanda daha fazla form bulmaya başladığı ve topluma aktarıldığı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Kiron-Neptün kavuşumu Balık burcunda da uzun bir müddet devam edecek ve ruhsal açılımların alanını bildiğimiz sınırların ötesine genişletecek.
Plüton 23 Mart 2023’te ilk kez Kova burcuna giriş yapacak. Bir müddet bu burçta hareket ettikten sonra, 11 Haziran 2023’te bir müddet için Oğlak burcuna geri dönüş yapacak. 21 Ocak 2024’te bir müddet tekrar Kova’ya giriş yapıp, 2 Eylül 2024’te kısa bir süre için Oğlak’a geri dönüş yapsa da, 19 Kasım 2024 itibariyle artık kesin olarak Kova burcuna giriş yapacak ve bu burçta yaklaşık 2044 yılına kadar kalacak. Plüton’un Kova burcuna girişi, Kova Çağı’nın kolektif tohumlarını uyandıracak ve insanoğlunun artık tamamen bir dönüşüm geçirmesini sağlayacak. Bu dönemde, yüksek ideallere yönelmek ve bu doğrultuda dünyayı bir araya getirmek arzusu en tepe noktasında olacak. Düşüncenin ve bilincin kullanım gücü artık tamamen değişmeye başlayacak. Grup bilinci gerçek değerini bulacak. Kova burcunun genel özellikleri ve onun yöneticisi Uranüs gezegeninin genel özellikleri, insanoğlunun beyin devrelerinde binlerce yıldır uyumakta olan bölgeleri uyandıracak ve sinir sistemini geçtiğimiz son iki yıldan daha farklı bir şekilde etkilemeye başlayacak. Bu yüzden, Plüton’un Kova burcuna giriş yapacağı 2024-25 yılları, Kova Çağı anlayışının ve kapasitesinin daha iyi anlaşılacağı ve kullanılmaya başlayacağı zamanları işaret etmektedir.
Uranüs’ün Kova burcuna bir sonraki geçişi 2079-2080 yıllarına, Neptün’ün Kova burcuna bir sonraki geçişi 2161-2162 yıllarına, Plüton’un Kova burcuna bir sonraki geçişi 2269-2270 yıllarına denk gelmektedir. Yani bu üç önemli jenerasyon gezegeni bizim zamanımızdaki gibi Kova burcundan ardı ardına geçiş yapmayacaktır. Bizim zamanımızdaki Kova burcundan geçiş, jenerasyon gezegenlerinin yörünge sırasına göredir ki bu da dikkat çekicidir. Kova burcundan önce Uranüs, ardından Neptün ve ardından da Plüton geçiş yapacak olması sanki bu gezegenlerin hiyerarşik bir sırada ve düzende Kova burcu değerlerini hayatımıza kattıklarını düşündürmektedir.
Uranüs “Büyük Uyandırıcı” olarak nitelendirilir. Etkisi ani ve şok edicidir. Uranüs’ün birincil işlevi sarsmaktır. Neptün “Ruhsal Arındırıcı” olarak nitelendirilir. Etkisi belirsiz ve sislidir. Neptün’ün birincil işlevi çözmektir. Plüton “Büyük Dönüştürücü” olarak tanımlanabilir. Etkisi çok derinden ve yıkıcıdır. Plüton’ün birincil işlevi tamamen yıkmak ve yerine yeniden yapılandırmaktır. Bu üç önemli evrensel göstergenin Kova burcundan geçişleri, bizim zihinsel ve kolektif dönüşüm sürecimizde sırasıyla sarsmak, çözmek ve yıkıp yeniden yapılandırma işlevi görmekte, Kova Çağı’na geçişimizde önemli rol oynamaktadır.
Kova Burcunda Jüpiter-Satürn Kavuşumu
Jenerasyon gezegenlerinden başka, Dünya Astrolojisi’nde Jüpiter-Satürn kavuşumlarının çok önemsendiğinin altını çizerek, Yeniçağ’ın enerjisini güçlü bir şekilde yansıttığı söylenen Kiron’un da Kova burcundan geçişini dikkate almamız gerektiğini belirtmeliyim. Kiron, Kova burcuna 6 Aralık 2005’te giriş yaptı ve 20 Nisan 2010’a kadar bu burçta kalmaya devam edecek; 20 Nisan 2010 ile 8 Şubat 2011 tarihleri arasında bir müddet için tekrar Kova burcuna dönüş yapacak, ancak bu tarihten sonra artık tamamen Balık burcuna geçiş yapacak.
21 Aralık 2020’de Jüpiter-Satürn ikilisi Kova burcunun ilk derecesinde kavuşum yapacaklar. Jüpiter-Satürn döngüsü hava burçlarına girerek 200 yıllık bir periyodu başlatmış olacaklar. Bu döngü, materyalizmin sonunu ilan edecek, yüksek sosyal değerler önem kazanacaktır. Bu yüzden bu tarihi, önemli bir milat olarak görmemiz mümkündür. Bu önemli ikilinin kavuşumunun yine bir kış gündönümüne (21 Aralık) denk geliyor olması dikkat çekicidir!
Jüpiter-Satürn kavuşumlarının süresi yaklaşık 12-18 aydır, ama etki süresi takip eden en azından yirmi yıllık sürece yayılır. Fakat 2020 yılı sonundaki bu kavuşumun diğerlerinden farklı birkaç özelliği var. Şimdi biraz bunlardan söz etmek istiyorum.
Jüpiter-Satürn kavuşumlarının hangi elementte gerçekleştiği, gelecek dönemin trendini belirlemekte önemli rol oynar. 2020 yılında bu kavuşum hava elementinde gerçekleşecek ve hava elementi serisinde kavuşumları 2159 yılına kadar sürecek. Eğer insanoğlunun zihinsel ve bilinçsel tekamül sürecinde önemli bir değişimden bahsediyorsak, bu kavuşumun hava elementinde gerçekleştiği dönem özel önem taşımaktadır. Bu bağlamda hava elementi burçları arasında Kova burcunun özel önemi vardır kuşkusuz.
Ayrıca bu kavuşumun kesinleşmesi Kova burcunun ilk derecesinde olacaktır. Herhangi bir burcun ilk derecesi, o burcun enerjisinin en yalın ve güçlü hissedildiği derecedir. Burası adeta bir başlangıç ifade etmektedir. Dolayısı ile insan fikir ve görüşlerinin yepyeni ve taze bir başlangıç aşamasına geçişini gösterebilir. Bu şartlarda 21 Aralık 2020 tarihini bir nevi Kova Çağı şafağı olarak nitelendirebiliriz.
Öner DÖŞER
12 Ocak 2012, Perşembe
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan