Kolektif Düşünmeyi Unuttuk!
İki gün önce yayınladığım "Kadersel Yolumuzda Yeni Bir Süreç Başlıyor" yazısı pek çok okuyucu tarafından beğenildi, okundu. Yazının yazarı olarak benim açımdan bu çok memnuniyet verici. Ama bazı okuyucular da bu yazıda ele aldığım Ay Düğümleri’nin burç değiştirmesinin hangi burçları olumlu, hangi burçları olumsuz etkilediği gibi sorular sordular ve görünen o ki yazıyı pek de anlayamamış gözüküyorlar. Bu okuyucularıma hak vermiyor değilim. Çünkü sadece burç bazında yazılan günlük, haftalık, aylık yazılar astroloji okuyucusunu bu yönde düşünmeye alıştırıyor. Her şeyi o kadar bireyselleştirdik ki, kolektif düşünmeyi unuttuk!
Yıllardır süregelen burç yorumları pek tabii ki bizleri birey bazında bilgilendirmesi açısından fayda sağladı. Ama sadece burç bazında yazılan bu yazıların kolektif (toplumsal) düşünmemize sekte vurduğunu düşünüyorum. Her şeyi bireysel burç bazında düşünmeye öyle alıştık ki, gökyüzündeki değişimlerin ille de bazılarımız için olumlu, bazılarımız için olumsuz olacağını düşünüyoruz. Bu etkileri genelleyemiyoruz. Toplumsal çerçeveden göremiyoruz. Her şeyi o kadar bireyselleştirdik ki, kolektif düşünmeyi unuttuk!
Katıldığım bir televizyon programının görüntülerini sonradan seyrederken, görüntünün altından geçen banttaki yazılara gözüm ilişiverince şoke olmuştum bir seferinde. Aynen şöyle diyordu: “Güneşlekeleri hangi burçları nasıl etkileyecek?” Nasıl yani? İnanamıyorum! Buna benzer bir durumla Maksimum kitabımla ilgili bir röportajımda sorulan sorularda da karşılaşmıştım; tabii sonradan çıkarttık bu soruyu. Ben astrologum ya, sorular soru ille de anlattığım şeylerin burç bazında insanları nasıl etkileyeceğiyle ilgili olmalı. Öyle ya, bu alışılageldik bir şey. Düşünsenize güneşteki lekelenmelerden, manyetik değişimlerden bahsediyorum! Güneş alevlenmelerini, Güneş’ten fışkıran proton ve nötronları, gazları falan anlatıyorum. Bunun falanca filanca burçla ne alakası var? Tüm insanlığı ilgilendiren bir durum yani… Hormonlarımızı, sinir sistemimizi, beyin aktivitelerimizi etkileyen durumlardan bahsediyorum. Boğa burçlarının hormonları etkilenecek, Aslan burçlarının sinir sistemi etkilenecek, Balık burcu insanlarının beyin aktiviteleri etkilenecek diyebilir miyim? Teknolojiye, uydu sistemlerine, bankacılık sistemlerine zarar verebilir diyoruz etkin güneş alevlenmeleri için. İkizler burcu insanları bunlardan çok etkilenecek, Kova burcu az etkilenecek diyebilir miyim? Her şeyi o kadar bireyselleştirdik ki, kolektif düşünmeyi unuttuk!
Benim hazırladığım ve giderek daha fazla kişi tarafından okunmaya başlayan “haftaya astrolojik bakış” yazılarımın amaçlarından en önemli bir tanesi gökyüzü etkilerinin hepimiz için genel olan anlamlarını kavramamıza ve günlerimizi farkındalıkla yaşamamıza yardımcı olmaktır. Yazdığım pek çok diğer yazılarımda da bunun izleri görülebilir. "Kadersel Yolumuzda Yeni Bir Süreç Başlıyor" yazısı da böyle bir yazı. İnsanlık ailesi olarak hepimizi genel olarak ilgilendiren kadersel yön değişimini anlatıyor ve bu yeni süreçte hem bireysel olarak kendimizin ve hem de parçası olduğumuz bütün insanlığın gelişimine nasıl katkıda bulunacağımız konusunda bilgi paylaşıyor. Çünkü böyle bir süreçten geçiyoruz. Yani kolektif düşünmemiz, kolektif hareket etmemiz gereken bir süreçten. Mayaların 21 Aralık 2012 tarihinde içine girmekte olduğumuz yeni döngüyü tanımlarken kullandığı ifadede de var bu “Bir amaç için bir araya gelme”. Yani birlikte hareket etme, birlikte hareket edebilmek için birlikte düşünme, topluca nasıl etkileneceğimizi, topluca yolumuzu nasıl belirleyeceğimizi düşünme. Kısacası kolektif düşünme… Her şeyi o kadar bireyselleştirdik ki, kolektif düşünmeyi unuttuk!
Dünya Astrolojisi branşını bu yüzden çok önemli buluyorum. Ülkelerin, toplumların, birlik, şirket ve organizasyonların güncel astrolojik etkilerden nasıl etkileneceğine yönelik bilgiler paylaşılır bu alanda. Bu çok önemlidir. Çünkü hepimiz toplumun birer parçasıyız ve toplumu etkileyen genel etkilerden bireysel olarak etkilenmememiz imkansızdır. Örneğin Türkiye’de yaşayan bizler açısından, Türkiye astroloji haritasının aldığı dönemsel astrolojik etkiler, bireysel haritanızın aldığı astrolojik etkilerden daha önemlidir. Kendimizi bu genel etkilerden tamamen bağımsız düşünemeyiz. Her şeyi o kadar bireyselleştirdik ki, kolektif düşünmeyi unuttuk!
Ay Düğümleri’ne gelince…
Ay Düğümleri yaklaşık 1,5 yılda bir burç değiştirir ve güncel Güneş ve Ay tutulmalarıyla bağlantılıdırlar. Ay Düğümlerinin geçiş yaptığı burç ekseni içinde bulunduğumuz zamanın niteliğini ve değişen çevresel koşulları daha iyi anlamamıza yardımcı olurlar. Tıpkı Güneş ve Ay tutulmaları gibi, tıpkı burç değiştiren ya da geri giden gezegenler gibi…
Örneğin içinde bulunduğumuz dönemde Plüton Oğlak burcundan geçiş yapmaktadır. Yaklaşık 2025 yılına kadar devam edecek bu geçiş sadece Oğlak burcu insanlarını ya da yükselen burcu Oğlak olanları ilgilendirmiyor elbette. Dönüşüm gezegeni Plüton’un bu burçta ilerlemesi, Oğlak burcunun hepimiz için geçerli olan genel doğasına ilişkin olarak ekonomik ve hiyerarşik düzenlerin, devlet yönetim şekillerinin, toplumsal kuralların dönüşümü anlamına geliyor. Yani tüm bunlar sadece Oğlak burcu insanları için değişmeyecek, hepimiz için değişecek. Ya da Merkür’ün Kasım ayında Yay burcunda gerilemeye başlayacak olması sadece Yay burcu insanlarını veya yükselen burcu Yay olanları etkilemeyecek. Yay burcunun ana teması olan eğitim, yayıncılık, yabancılarla ilgili işler, seyahatler, yeni keşifler ve icatlar, inançlar, ilmi konuları etkileyecek. Bu konularda planlar yaparken veya kararlar alırken hepimizin daha dikkatli ve hazırlıklı olmasını gerektirecek…
Gezegenlerin burç değiştirmeleri de kolektif olarak hepimizi ilgilendirir aslında. Ama astrolojiyle uğraşanlara bu burç değiştirmelerin veya diyelim ki tutulmaların hangi burçları nasıl etkileyeceği sorulur ille de. Pek tabii ki burç bazında bilgi verelim, ama kolektif etkilerini de göz ardı etmeyelim…
Dünya genelinde yazılan astroloji yazıları bireyi ve onun mensubu olduğu toplumu bilinçlendirmeyi amaçlar. Dünyada değişen trendler hakkında genel bilgi verir. Böylelikle toplumdaki bireylerin değişen durum ve şartlara adaptasyonunu ve entegrasyonunu kolaylaştırır. Ülkemizde de bu türde yazılar giderek artmaktadır; artmalıdır. Bu bağlamda astroloji üzerine yazan, sosyal medyada paylaşan değerli arkadaşlarımı ve meslektaşlarımı sadece burç bazında yazılar değil, toplumun genelini ilgilendiren yazılarını arttırmaya davet ediyorum. Hali hazırda bunu çok iyi yapabilen meslektaşlarım var ve sayılarının artmasını diliyorum. Bu türde yazılarımızı arttıralım bireysel düşünmenin ötesine geçilmesine katkıda bulunalım, kolektif düşünmeyi teşvik edelim, hatırlatalım lütfen!
İçinden geçmekte olduğumuz bu önemli değişim sürecinde toplumumuzun bunu hatırlamaya ihtiyacı var…
Sevgi, umut ve ışıkla…
Öner DÖŞER
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan
30 Ağustos 2012