İSTANBULUN FETHİ ÜZERİNE
Bazı tarihçilere göre İstanbul fethedildikten sonra Orta Çağ kapanmış ve 1789 Fransız ihtilaline kadar sürecek olan Yeni Çağ başlamış; fetih esnasında İstanbul’dan kaçan Bizans’lı bilim adamları Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlamasında etkili olmuşlardır. Bu denli önemli gelişmelere sebep olmuş bu tarihi olayı astrolojik olarak ele aldığımızda bakalım neler bulacağız. Astroloji sadece geleceği öngörme aracı değildir; geçmişteki olaylara da ışık tutar, geçmişimize daha objektif ve bütüncül bir şekilde bakmamızı sağlar. Ulu önder Atatürk’ün de dile getirdiği gibi “Geçmişini bilmeyen, geleceğini bilemez.”
Kuşatma Başlıyor!
Osmanlı ordusunun İstanbul’un fethi için Bizans surlarının önüne ulaştığı tarih 6 Nisan 1453 idi. Bu tarihte Güneş yüceldiği Koç burcunda, Ay ve Venüs Balık burcundaydı. Aynen Osmanlı Padişahı II. Mehmet’in (Fatih Sultan Mehmet) astroloji haritasında olduğu gibi (30 Mart 1432, Pazar, seher vakti, Edirne)
Gökyüzünde Venüs, Ay, Merkür ve Jüpiter birbirlerine yakın boylamlarda görünüyorlardı. Güneş’ten sonra en parlak gökcisimlerinin fethin başlangıcında bu şekilde dizilimleri çok manidar doğrusu! O geceden itibaren surlar top ateşi ile dövülmeye başlandı. Ay Koç burcuna geçiş yapmıştı. Bu elli dört gün sürecek kuşatmanın ilk günüydü.
9 Nisan’da Koç burcunun 28. derecesinde bir yeniay gerçekleşmişti. Yeniay derecesi Terazi burcunun 28. derecesinde geri hareketteki Satürn ile karşıt açıdaydı. Bu yerleşimler, yapılacak girişimlerin başarılması için çok çaba sarf edileceğini, engellerle karşılaşılacağını, surları aşmanın ve şehri fethetmenin ne denli çetin bir iş olduğunu gösterir gibiydi. Karşıtlıkta Ay ve Güneş ile Satürn dereceleri aynıydı, ama Ay-Güneş kavuşumu sadece dakikalarla karşıtlığı geçmişti. Engeller aşılacaktı, ama bu hiç de kolay olmayacaktı!
12 Nisan’da sürekli bombardıman başladı. Tam da bu tarihte Jüpiter’in savaş ve fetihlerle bağdaştırılan Mars’ın yöneticisi olduğu Koç burcuna geçiş yapmış olması da ilginç bir bağlantı. Daha sonra da değineceğim gibi, II. Mehmet’in astroloji haritasında Güneş, Merkür ve Uranüs Koç burcundadır. Başarı ve genişleme ile ilişkilendirilen Jüpiter’in Koç burcuna geçişi, takip eden bir yıllık süre içerisinde onun önemli başarılar elde edeceğini ve güç kazanacağını göstermekteydi.
18 Nisan, 6, 12 ve 29 Mayısta yapılan dört büyük hücumdan sonuncusunda İstanbul fethedilmişti. Fetih esnasında II. Mehmet, astrolojik haritasında Güneş ve Merkür’ün deha gezegeni Uranüs ile savaşma, öncü ve liderlik vasfını en iyi temsil edebilecek Koç burcundaki kavuşumunun ifade ettiği tartışılmaz savaş dehasını göstermişti. Bunlardan en önemlerinden bir tanesi de gemilerin karadan yürütülmesiydi. Onun dehasını yansıtan bu fikrine birçok vezir ve paşa tepki göstermişti. Ama o kararlıydı…
Gemilerin Karadan Yürütülmesi
1453 yılı 21-22 Nisan gecelerinde Tophaneden ayrılan 30-70 arasında değişen sayılarda geminin Kasımpaşa’ya indirildiği konusu hem Bizans, hem de Osmanlı tarihçileri tarafından ittifakla açıklanmaktadır. Araştırmalarımdan edindiğim bilgiye göre, Osmanlı donanması Haliç’e girmek üzere 18 Nisan’da ilk büyük saldırısını düzenlemiş, netice alınamamıştı. 20 Nisan’da Papa’nın gönderdiği üç Ceneviz gemisiyle yapılan deniz savaşı kaybedilmiş, bu gemiler Haliç’e girmiş, bu mağlubiyet Osmanlı donanmasında moral bozukluğuna sebep olmuştu. Bunun üzerine önceden düşünülmüş plan devreye sokuldu. Ormanlık alanda (bazı tarihçilere göre Okmeydanı’nda) inşa edilen Osmanlı gemileri karadan hareket ettirilerek Haliç’te denize indirildi.
Olaya astrolojik açıdan bakınca ilginç bağlantılar ortaya çıkıyor. 18 Nisan’da gerçekleştirilen saldırı esnasında Mars İkizler burcunun son derecesinde, Kiron ile kavuşuyor. Kiron’un yaralayan yönü savaş gezegeni Mars'la devreye giriyor. 19 Nisan’da Mars Yengeç burcuna geçiyor. Bu geçiş yakında önemli deniz savaşlarının olacağının işaretçisi gibi adeta. 20 Nisan’da Yengeç burcundaki Mars ile Koç burcundaki Jüpiter ve Terazi burcundaki Neptün arasındaki dik açı etkinleşmeye başlıyor; öğle sonrasındaki saatlerde Ay da Terazi burcuna geçerek bu gezegenler Arasındaki gergin açı formunu (T-kare) tetikliyor. Bu esnada Merkür ve Venüs de savaşların genel temsilcisi olan Koç burcundalar ve Venüs T-kare açı formuna dahil edilebilir açı toleransında bulunuyor. Ceneviz gemileriyle savaşın ne kadar çetin geçtiği astrolojik göstergelerden çok belli oluyor. 21 Nisan gecesinde Ay henüz Terazi burcunda ilerliyor, bu burcun son derecelerindeki Satürn ile kavuşmadan önce, gün batımının hemen sonrasında, plan ve taktiklerin genel göstergesi Merkür ile karşıt açıda bulunuyor. Şaşırtıcı savaş taktiğiyle (Merkür ve Uranüs Koç’ta) düşmanını daha sonra şok edecek Osmanlı Padişahı, daha önceden belirlediği gemileri karadan yürüterek Haliç’e indirme planını uygulamaya belki de bu gecede karar veriyor. 22 Nisan gecesinde eyleme geçiliyor. Muhtemelen bu gecede iyice belirginleşmeye başlayan ay ışığından da istifade etmiş olabilirler. 23 Nisan sabahı Akrep burcunun 12. derecesinde gerçekleşen dolunay, Osmanlı’nın bu şok eden planının sonuçlarının ortaya çıkışını ifade eder gibi sanki…
Ay Tutulması: Şehrin Düşeceğinin İşaretçisi
Fetih 1453 filminde, şehir kuşatma altındayken gerçekleşen ay tutulmasının Konstantinopolis halkı tarafından şehrin düşeceğine dalalet görülmesine yer verilmiş. Ay ve güneş tutulmaları astrolojik olarak çok önemsenir; hızlı ve dramatik değişimlerin habercisi olarak görülür. Eski insanlar bunun çok daha farkında idiler.
Fethin sadece birkaç gün öncesinde, 22 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleşen parçalı ay tutulması esnasında ay doğu ufkunda, güneş batı ufkunda görülüyordu. Güneş’in batım noktasında olması, aynı zamanda kadersel etkileri ve düşüşü ifade eden Güney Ay Düğümü ile birleşiyor olması, Bizans İmparatoru Konstantin’in düşüşünü haber vermekteydi. Tutulma Yay burcunda gerçekleşmişti ve kültürel, inançlarla, dini temalarla ilgili değişimlerin yakında olduğunu, uluslararası alanda bu durumun önemli yansımaları olacağını göstermekteydi.
Yay burcu geniş alanlara yayılmayı, yeniliklere, yeni ufuklara açılmayı temsil eder. İstanbul’un fethi Osmanlı’nın Balkanlar’da yayılmasını hızlandırmıştır. Bazı tarihçilere göre bu fetih, fetret devrinin (Yıldırım Beyazıt’ın Ankara Savaşı’nda yenilmesiyle ortaya çıkan ve saltanat mücadelesinin olduğu iç mücadele ve karışıklık dönemi, diğer bir bakış açısıyla ‘şehzadeler dönemi,’ 1402-1413) gerçek bitişini göstermekteydi. Bu fetih sonrasında Osmanlı İmparatorluğu İslam dünyasının en parlak devleti haline gelmiş, dünya siyasetine yön verecek bir İmparatorluk olma yoluna girmişti.
Yay burcu farklı kültür ve inançlarla ilgili konuları, dini temaları temsil eder ve bu konulara geniş açıdan, bilgece bakabilmeyi ifade eder. Fetih sonrasında şehir halkına inançlarında özgür olduğu bildirilmişti. 1453 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in fethinden bu yana İstanbul, tarihi ve kültürel dokusunu muhafaza eden, farklı inanç ve kültürlerden insanların bir arada uyum içerisinde yaşadığı bir hoşgörü merkezi olmuştur.
İstanbul’un Fethi Haritası
II. Mehmet’in fetih için yapılacak son hücumun vaktini belirlemek üzere müneccimlere danıştığı Dukas’ın“Bizans Tarihi” adlı eserinde yer almaktadır. Dukas'ın Bizans Tarihi'nde konuyla ilgili ifadesi aynen şöyle: “Padişah müneccimlerin tayin ettikleri saat gelmeden, ciddi muharebeye girişmek istemiyordu.” Kaynak: Dukas, Bizans Tarihi çev. VL. Mirmiroğlu (İstanbul: İstanbul Fethi Derneği: İstanbul Enstitüsü Yayınları, 1956 sayfa 169). Taci-Zâde Cafer Çelebi’nin “Mahrûse-i İstanbul Fetihnâmesi” adlı eserinde de bu bilginin yer aldığını biliyoruz (Taci-Zade Tuğrayi Cafer Çelebi, “Mahrûse-i İstanbul Fetihnâmesi, TOEM neşri, İstanbul 1331, sayfa 10). Tarihçi ve Türk Dili araştırmacısı İsmail Hami Danışment’in verdiği bilgilere bakılırsa, 29 Mayıs günü gece yarısı saat bir ile iki arasında umumî taarruz başlamış, sabah 7-8 arasında İstanbul fethedilmişti. Bu saatler arasında doğu ufkunda Yengeç burcunda Mars-Uranüs kavuşumu yükselmekte, Tepe Noktasında zafer gezegeni Jüpiter bulunmaktaydı. Yukarıda 29 Mayıs 1453, saat 07:00’ye göre düzenlenmiş astroloji haritasını görmektesiniz.
Yaptığım araştırmalar Osmanlı İmparatoru II. Mehmet’in 29 Mayıs 1453 Salı günü, kaos ortamının yatıştığı ve düzenin sağlandığı öğleden sonraki saatlerde, yakın koruması olan 200 solağın eşliğinde, Konstantinopolis’e zafer girişini yaptığını gösteriyor. Bununla ilgili net bir saat verilmiyor. Ama şehre girdikten sonra, etrafı seyrederek, kimi önemli noktaları incelemek için duralayarak kent içinde ilerlemeye devam ettiği, İustianus sütununu geçip Ayasofya’ya ulaştığı bilgisi veriliyor. II. Mehmet burada atından inip secdeye kapanarak Allah’a hamdettikten sonra kiliseye giriyor, buradaki halka kendisinden korkmamaları ve herkesin kiliseden çıkıp emniyet içerisinde evlerine gitmelerini emrediyor. Bunun üzerine halkın öğleden sonra üç suları kiliseyi boşaltmaya başladığı söyleniyor. Bu şartlarda şehre giriş anı öğleden sonra 14:00-15:00 arasındaki bir saatte olmalı. Saat 14:30’a göre düzenlenmiş astroloji haritasında Güney Ay Düğümü ile birleşmekte olan Güneş 9. eve düşmüş gözükmekte ve bu düşüş, İmparator Konstantin’in düşüşünü göstermektedir. Haritanın Tepe Noktası’na ise, bu fetihten sonra “Fatih” olarak anılan (Mars) ve bu fethi ile yeni bir dönemi başlatan (Uranüs) ve büyük güç kazanan (Plüton) Fatih Sultan Mehmet’i temsilen Mars-Uranüs kavuşumunun ve onlara yakın düşen Aslan burcundaki Plüton’un denk geliyor olması bu sembolizmi daha güzel ifade ediyor.
Haritada fetihler gezegeni Mars, engeller gezegeni Satürn ile dik açıdan uzaklaşmakta, Uranüs’e kavuşuma yakınlaşmaktadır. Mars’ın Satürn ile dik açısının tamamlanmış ve aşılmış olması, aşılamaz denilen surların aşılmış ve şehrin fethedilmiş olduğunu çok güzel ifade ediyor. Mars’ın Uranüs ile kavuşuma yakınlaşmış olması, fetihten bir süre sonra duyulacak Konstantinopolis’în fethinin Batı Hıristiyanlık dünyasında yarattığı şoku anlatıyor. Fethin akabinde Avrupa’ya giden bilim adamlarının Rönesans’ı başlatmaları yüzünden, bu fetih Ortaçağ’ın bitişi ve Yeniçağ’ın başlangıcını belirleyen biri olarak kabul edildiği söylenir. Bazı tarihçiler buna katılmamakta, Yeniçağ’a geçişi matbaanın icadı (1444) ya da Amerika’nın keşfine (1492) dayandırmaktadır. Ama İstanbul’un fethinin Türk tarihinin yeniçağı olarak tanımlamak kanımca gayet doğrudur. Bu fetih, Türk tarihinin en büyük olaylarından biridir. Üstelik Fatih Sultan Mehmet bu savaşta gemileri karadan yürüterek bir savaş dehası sergilemiştir. Haritada Mars-Uranüs Yengeç’te kavuşumu bunu çok güzel sembolize ediyor. Astrolojide Mars savaşlarla, donanmayla ilişkilidir; Uranüs yaratıcı düşünme sürecini ve keşifleri, şok edici girişimleri temsil eder; Yengeç burcu denizlerle ilişkilendirilir.
Önceden Belirlenmiş Olan
İstanbul’un fetih astroloji haritasında Güneş 16 derece İkizler burcunda, aynı derecedeki Güney Ay Düğümü ile partil birleşmektedir. Astrolojik olarak çok anlamlı bulduğum bu durum, çok KADERSEL bir biçimde Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethedecek kumandan olduğunu ve bunun vaktinin gelip çatmış olduğunu göstermektedir. Güney Ay Düğümü geçmişten kadersel olarak taşınan durumları, Güneş ise büyük kumandanları, kralları, padişahları temsil etmektedir. Bu kombinasyon bize ilahi planın işleyişini göstermekte, Bizans İmparatorunun düşüşünü, Osmanlı İmparatorunun yükselişini ifade etmektedir. Bu güçlü yükselişi Fatih Sultan Mehmet’in astroloji haritasında da görmekteyiz (30 Mart 1432, Pazar, seher vakti, Edirne). Bu haritada Güneş, Merkür ve Uranüs Koç burcundadır ve fetih günü Koç burcundan zafer ve başarı gezegeni Jüpiter geçiş yapmaktadır. Plüton, Fatih Sultan Mehmet’in Aslan burcundaki Güney Ay Düğümü derecesinden geçiş yapmakta, önceden belirlenmiş bir şekilde onun büyük güç kazanacağını bildirmektedir. Fetih günü gökyüzü konumları, genç yaşında Osmanlı tarihinin en önemli zaferlerinden birini kazanmış olan bu büyük kumandanın astroloji haritası üzerinde değerlendirildiğinde, çok ilginç örtüşmeler görülüyor. Bir başka yazımda, Fatih Sultan Mehmet’in astroloji haritası üzerinden değerlendirmeler yapacağım.
Öner DÖŞER
7 Mart 2012, Çarşamba
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan
Bu yazının İngilizce versiyonu, İngiltere Astroloji Derneği’nin (The Astrological Association of Great Britain)bir yayını olan The Astrological Journal’in Temmuz 2013 sayısında yayınlanacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar
Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, Erhan AFYONCU, Yeditepe Yayınevi 2010
Fetih ve Kıyamet 1453, Feridun M. EMECEN, Timaş Yayınları 2012
Son Büyük Kuşatma 1453, Roger CROWLEY, A.P.R.I.L Yayıncılık 2011
Bizans Tarihi, DUKAS, çev. VL. MİRMİROĞLU, İstanbul Enstitüsü Yayınları 1956
Osmanlı Devleti’nde Müneccimbaşılık ve Müneccimbaşılar, Salim AYDÜZ, 1993