15 Nisan 2014 Salı sabahı gerçekleşecek tam ay tutulmasıyla birlikte, dörtlü tam ay tutulması serisi başlamış oluyor. Diğer üç tam ay tutulması 8 Ekim 2014’te, 4 Nisan 2015’te ve 28 Eylül 2015’te gerçekleşecek. Tüm tutulmaların Amerika’dan gözlemlenecek olması, ABD astroloji haritasını tetikleyen transitlerle birlikte değerlendirildiğinde daha da ilginç hale geliyor.
Yılda en az iki ay tutulması olur zaten. Bu tutulmalar parçalı, yarı gölgeli ve tam ay tutulması şeklinde gerçekleşir. Ay tutulması Ay’ın Dünya’nın gölge konisinin içine girmesi ile oluşur. Dünya, Güneş’ten çok daha küçüktür. Bu yüzden Güneş’ten gelen ışıklar, Dünya’nın Güneş’e göre arka kısmına bir gölge külahı atar. Hiç ışık geçmeyen huni biçiminde bölgeye tam gölge konisi (umbral) denir. Bu koninin etrafında güneş ışıklarının bir kısmının geçebildiği bölge yarı gölge konisi (penumbral) olarak adlandırılır. Yarı gölgeli ay tutulmasında Ay, sadece yarı gölge konisinden geçer. Parçalı ay tutulmasında Ay’ın bir kısmı tam gölge konisinden geçer. Tam ay tutulmasında Ay’ın tamamı tam gölge konisinden geçer. Tutulmalar hakkında bilgilenmek için Astroloji Öğreniyoruz kategorimiz için hazırladığımız videoyu izleyebilirsiniz. http://www.astrolojitelevizyonu.com/gunes-ay-tutulmalari-ve-hayatimiza-etkileri-oner-doser-astroloji-ogreniyoruz/
İki yıla yayılacak şekilde, araya parçalı ve gölgeli ay tutulması girmeden, tam ay tutulmalarının arka arkaya gelmesiyle oluşan seri “Tetrad” olarak isimlendiriliyor. 2014-2015 yıllarına yayılan bu tam ay tutulması serisi hakkında internette, youtube’da ve medyada İsa’nın tekrar geleceğinden, dünya savaşı çıkacağına, kıyamet kopacağına kadar varan bir çok iddia ve spekülasyon var zaten. Ben işin bu kısmına girmeyeceğim.
NASA tutulma uzmanı Fred Espanak’a göre bu tutulmaları ilginç kılan husus, tümümüm Amerika’nın tamamından gözlemlenecek olması. Espanak’a göre 21 yüzyıl boyunca 9 kez tetrad serisi gerçekleşti. Ama bu her yüzyılda tekrarlamıyor. 1600-1900 arasındaki üç yüzyıllık dönemde hiç tetrad gerçekleşmedi!
Tutulma esnasında Ay kırmızı gözükecek
15 Nisan tarihinde gerçekleşecek tam ay tutulması esnasında Ay kırmızı gözükecek. Bu anormal bir durum değil ve ilk defa da olmuyor tabii ki. Ay’ın kırmızı gözükebileceği birkaç durum var. Örneğin Ay’ın doğarken ya da batarken olduğu gibi, gökyüzünde çok alçak konumda olduğu zamanlarda kırmızı gözükmesi söz konusu olabiliyor. Ay’ın kırmızımsı renkte gözükmesinin sebebi, Ay ufka yakın olduğunda, Dünya atmosferinin Ay’dan gelen ışığı kırıp yansıtarak dağıtması, tayfta yer alan renkler arasında mavi renk daha çok saçılırken, kırmızı rengin daha az saçılması ve bu yüzden daha görünür olmasıdır. Ay’ın kırmızımsı gözükmesinin bir diğer nedeni, yangın, yanardağ patlaması gibi nedenlerden atmosferde fazla miktarda toz bulunması ya da havadaki bazı parçacıklardır. Bunlar Ay’dan gelen mavi ışığı dağıtabilir ve Ay kırmızımsı gözükebilir. Tam ay tutulması, Ay’ın kırmızımsı gözükmesinin bir diğer sebebidir. Tam tutulma esnasında Ay, Dünya’nın gölge konisinden geçmektedir ve Dünya atmosferi, içinden geçen Güneş ışıklarını dağıtarak, gölgenin etrafında kırmızımsı bir renk oluşmasına sebep olur. Bu kırmızımsı renk Ay’ın üzerine düştüğünden, onun kırmızımsı gözükmesine sebep olur.
Tutulmanın etkisi en çok nerelerde gözükecek?
15 Nisan’da gerçekleşecek tam ay tutulması Kuzey ve Güney Amerika’dan, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gözlemlenecek. Avrupa’nın çoğu bölgesi ve Afrika tutulmayı sadece Ay batmakta ve tutulma henüz başladığında kısa bir müddet gözlemleyecek. Tutulmanın hiçbir aşamasının gözlemlenmeyeceği bölgeler ise Kuzey ve Doğu Avrupa, Doğu Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya.
Astrolojik açıdan ele alındığında, tutulmaların etkilerinin en çok gözlemlendiği bölgelerde ortaya çıkacağı düşünülür. Bu durum, tutulmayı izleyen bölge, ülke veya şehirlerin, tutulmanın gerçekleştiği astrolojik burcun yönettiği bölgeler arasında yer alması durumunda daha da geçerlidir. Eğer tutulma anı haritası, tutulmanın gözlemlendiği ülke veya şehir haritalarındaki önemli referans dereceleri üzerine denk düşüyorsa, söz konusu yerlerin etkilenmesi ihtimali çok artar.
Tutulmanın hangi bölgelerden, ülkelerden izleneceğini biliyoruz. Tutulma Terazi burcunda gerçekleşeceğine göre, ikinci aşamada bakacağımız şey, Terazi burcu kapsamındaki yerler olacak. Kadim astrologlara göre Bizans imparatorluğu topraklarıve onun yukarı Mısır’a kadar uzanan sınırları, Avusturya’nın ve Almanya’nın bir bölümü, Yunanistan’ın bir bölümü; yakın dönem astrologlarından bazılarına göre buna ilaveten Çin, Hindistan’ın Çin’e yakın Kuzey bölgeleri, Tibet, Japonya ve Kore, Avusturalya, Afrika, Arjantin, Havai, Pasifik Okyanusu Terazi burcu kapsamındadır. Bu konuda daha detaylı bilgi almak isteyenler Burçlar Hakkında Her Şey kitabımızdan istifade edebilirler.
Tutulmanın izlendiği bölgeler arasında astroloji haritası en çok etkilenenler: Başta ABD olmak üzere, Avustralya, Yeni Zelanda.
ABD astroloji haritasının Güneş ve Satürn dereceleri, tutulma esnasında oluşan Büyük Kare açı kalıbının baskısı altında kalıyor. Ülkenin yöneticileri, ekonomisi bu tutulmadan etkileniyor. Jeofiziksel aktivitelere de açık bir dönem.
Avustralya astroloji haritasının Güneş derecesi (geniş toleransla Satürn derecesi), tutulma esnasında oluşan Büyük Kare açı kalıbının baskısı altında kalıyor. Ülkenin yöneticileri açısından zorlu bir dönem!
Yeni Zelanda astroloji haritasının Güneş, Mars ve Plüton dereceleri, tutulma derecesi tarafından tetikleniyor (dik açı). İç huzursuzluklar ya da doğa olaylarına açık bir dönem.
Orta Doğu tutulmayı gözlemlemiyor, ama bölgesel haritalarla değerlendirildiğinde, Suriye, İsrail, Libya, Mısır ve Türkiye astroloji haritalarının, tutulma esnasında oluşan Büyük Kare açı kalıbının baskısı altında kaldığını ya da bu ülkeler için çizdirilmiş Yıllık Dönüş Haritaları’nda (Revolution) Büyük Kare Açı kalıbının ve özellikle de Mars’ın vurgulu olduğunu görüyoruz. Tüm bunlar Orta Doğu’da hareketlilik, telaş ve agresyon göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Güneş ve ay tutulmalarının ani hava değişiklikleriyle, etkin rüzgarlarla, aşırı yağmurlar ya da sel baskınlarıyla, deprem, volkan aktivitesi, tsunami gibi doğal afetlerle ilişkili olabileceği düşünülür. Bu her tutulma için geçerli olmasa da, sert gezegen dizilimleriyle çakışan tutulmalar döneminde bu riskler daha fazladır. Özellikle de tutulmanın gözlemlendiği bölgelerde ve tutulmanın gergin irtibat kurduğu astroloji haritasına sahip ülkelerle ilgili olarak.
Tutulma esnasında Kiron Achernar yıldızıyla birleşiyor. Bu yıldız krize yol açan hızlı değişimlerle ve yangın, özellikle de sel gibi afetlerle ilişkilendirilir. Bu, bir zorluktan diğerine sürükleyen bir yönü olan bir yıldızdır. Kiron yaralanma ve sorunlara, ama aynı zamanda yaraların giderilmesini ifade eden şifalanmayı, başkaları için bir şeyler yapabilme yeteneğini temsil eder.
Tutulmanın etki süresi ne kadar olacak?
Tutulma 78 dakika sürecek (1 saat 18 dakika). Kadim astrologlardan bazıları, tutulmanın uzunluğu ile etki süresi arasında bağlantı olduğunu düşünürlerdi. 1 Saat için 1 ay uygulaması yapan astrologlara göre değerlendirme yaparsak, tutulmanın etki süresini gerçekleşmesini takip eden 1 ay 9 günlük süreç olarak düşünebiliriz. Bu da bizi 24 Mayıs’a götürür.
Pek çok astrolog, ay tutulmalarının etki süresinin, gerçekleşmeden önceki 3 aylık dönemden başladığını, gerçekleşmesinden sonraki 6 aylık sürece yayıldığını söyler.
Ben, tutulmayı takip eden altı aylık süreçte, transit gezegenlerin tutulma derecesini tetiklediği (tutulma derecesine kavuşum, kare ve karşıt açı yaptığı) zamanları önemsiyorum.
Tutulma derecesini tetikleyen gezegenler ve tarihleri:
Merkür 21 Nisan, 29 Temmuz, 22 Eylül; Venüs, 25 Mayıs, 8 Ağustos; Güneş 15 Temmuz; Mars 16 Temmuz; Jüpiter 24 Haziran.
Merkür tetiklemeleri iletişim, haberleşme, bilgi paylaşımı ve açıklamalar; Venüs tetiklemesi ilişkiler ve barışı ya da diplomasiyi ilgilendiren konular; Güneş otorite figürlerini ve güç sahibi kimseleri ya da liderleri ilgilendiren konular; Mars askeri konular, güvenlikle ilgili temalar, şiddete yönelik aktiviteler; Jüpiter dini ve ilahi konular, inançlar, etik ve ahlaki konular, hukuksal konular, eğitim ve yayıncılıkla ilgili temalar veya ekonomik konularda etkiler yaratır.
Tutulma öncü burçta gerçekleşeceğinden, etkileri de çabuk görünür olacaktır muhtemelen. Özellikle de tutulma anında Ay ve Güneş’in haritanın köşe evlerine denk düştüğü bölgelerde.
Daha kısa vade için bir değerlendirme yapmak gerekirse, ben bu tutulmanın en belirgin etkilerinin 12 Nisan’dan başlayarak 21 Nisan’a kadarki süreçte görüleceğini düşünüyorum. Bunun sebebi sadece astrolojik burçlar ve tetiklenmelerle ilgili değil. Dolunayın etkilerinin 3 gün öncesinden iyice belirginleşmeye başlaması ve Ay’ın ekvatorun güneyine geçecek olduğu tarihin 12 Nisan olmasının, bir dolunay olan ay tutulmasının en etkin sürecinin başlangıcına işaret ettiğini düşünmem. Ay’ın maksimum güney deklinasyonuna varacağı tarih olan 19 Nisan’a ve takip eden iki günlük sürece bu yüzden vurgu yapıyorum.
Tutulmanın Terazi burcunda olmasının mesajı nedir?
Hava elementi burçlarda gerçekleşen tutulmalar insan ilişkileri, iletişim ve zihinsel konularla ilgili değişimler, yenilikler getirir. Hava elementi burçlarının ikincisi olan Terazi burcu eşitlik ve adalet, paylaşım ve birlikte hareket etmekle ilgilidir. Evlilik ev ilişkiler, bu burçtaki tutulmada öne çıkacak kavramlardır. Danışmanlıklar, danışmanlar, sosyal işler ve sanatçılar da Terazi burcu kapsamında sayılır. Tutulmanın yöneticisi Venüs genç kadınları, eşleri, sevgilileri temsil eder. Huzur ve barış kavramları hem Terazi burcu, hem de bu burcun yöneticisi Venüs ile ilişkilendirilir. Bu tutulmayla ortaya çıkabilecek muhtemel stresler, özellikle evlilik ve ilişkiler, hukuk ve adalet, eşitlik, barış ve huzur konularını bağlayacaktır. Hava elementindeki tutulmalarda sert ve olumsuz hava koşulları, sert rüzgarlar riski de vardır. Tutulma esnasında Merkür-Uranüs kavuşumunun da olması, ani hava değişimlerine, beklenmedik sert fırtınalara, kasırga ve tornadolara işaret ediyor olabilir. Özellikle de tutulmanın gözlemlendiği Amerika’da (Bu kavuşum ABD astroloji haritasının 4. Evine denk düşüyor ve Güneş derecesine partil dik açı yapıyor).
Terazi, öncü burçlardan biridir. Astrolog Sepherial’e göre öncü burçlarda tutulmalar politik konularla, hükümet veya yönetim değişiklikleriyle, devlet işlerindeki değişikliklerle ve insanlar arasındaki devrimlerle ilişkilidir. Dış menşeli rahatsız edici olaylar, hükümetlerin, yöneticilerin zarar görmesi, politik olarak büyük değişimler, dünya ticaretinin olumsuz etkilenmesi gibi sonuçlar doğurur. Devlet ve Hükümet yöneticileri bundan etkilenecek, zorlanacaktır.
Tutulmanın gerçekleştiği burcun hangi dekanına denk düştüğü de kadim astrologlarca önemsenmiş, bir öngörü yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu tutulma Terazi burcunun üçüncü dekanında gerçekleşiyor. Astrolog Sepherial’e göre Terazi burcunun üçüncü dekanında gerçekleşen ay tutulması tanınmış, ünlü insanların ölümü anlamına gelir. Astrolog William Lilly de aynı şeyi belirtmekle beraber, ülkelerde dindarlığın artması ve Prenslerin hükümdarlıklarında isyanların yükselmesi anlamına geldiğini de ilave etmiş.
Tutulmanın stres yaratacak etkileri
Yeni Zellanda’lı araştırmacı Ken Ring’inPredicting the Weather by the Moonadlı kitabında belirttiğine göre, depremsel açıdan riskli dönemlerden biri, Ay’ın ekvatorun kuzey ya da güneyindeki maksimum deklinasyonlarında olduğu dönemdir. Ring’e göre bu pozisyonlarda yaklaşık 3 gün kalan Ay, buradayken tektonik plaklara önemli bir gerilim uygular ve deprem riskini arttırır.
Ring’e göre doğal felaketler açısından bir başka riskli dönem, Ay’ın Dünya’ya en yakın (perigee) yerinden geçiş zamanıdır. Bu sırada dünyadaki depremlerin artması da olasıdır. Araştırmalar, önemli depremlerin Ay’ın yeni ay, dolunay ya da perigee olduğu zamanlara denk geldiğini göstermektedir. Özellikle de perigee ve yeni ay ya da dolunay aynı güne denk geldiğinde…
Ay’ın Dünya’ya en yakın (perigee) yerden geçiş yapacağı ve diğer zamanlardan daha büyük gözükeceği tarih 23 Nisan. Bu tarih dolunay (ay tutulması) ile çakışmıyor. Ama çok önemli bir dizilim zamanıyla çakışıyor: Mars-Jüpiter-Uranüs-Plüton arasındaki Büyük Kare açı kalıbının kesinleştiği tarihle…
Evet, tutulma esnasında ve sonrasındaki günlerde stres ve baskı yaratacak, güçlü bir şekilde esecek değişim enerjisinin huzursuzluğa dönüşmesine sebep olabilecek faktörlerden en önemlisi kuşkusuz öncü burçlarda gerçekleşecek olan Büyük Kare açı kalıbı… (Not: Öncü burçlarda Büyük Kare açı kalıbıyla ilgili ayrıca bir yazı yayınlayacağım)
Mars 8 Nisan'dan bu yana sinodik döngüsünde Dünya'ya en yakın konumunda. En yakın olduğu tarih 14 Nisan tarihinde uzaklığı yaklaşık 92.4 milyon kilometre olacak. Mars’ın Dünya’ya en yakın olduğu zamanlar gerileme dönemleridir (Retro). Bu sadece Mars için değil, diğer gezegenler için de geçerlidir. Böylesi dönemlerde söz konusu gezegenin nitelikleri dünyevi anlamda iyice görünür durumdadır. Ama bu daha ziyade bahse konu gezegenin dengesiz, doğru kullanılması zorlaşan nitelikleridir. Bu durum, bahse konu gezegenin rahat etmediği bir burçta olması ve diğer gezegenlerle gergin ve uyumsuz açılarda bulunması durumunda iyice belirginleşir. Bu dönemde Mars geri harekette, rahat etmediği Terazi burcunda, Jüpiter-Uranüs ve Plüton’dan uyumsuz açılar alıyor ve ayrıca uzak toleransla da olsa tutulma derecesine yakın bulunuyor.
Tüm bunlar Mars ile ifade edilen temaların, konuların, davranış ve olayların dengesiz ve/veya yozlaşmış, problemli bir şekilde ortaya çıkabileceğini düşündürüyor ister istemez. İçinde bulunduğumuz günlerde insan ilişkilerinde dengesizlikler, kavgalar, tartışmalar, taciz ve şiddete yönelik hırpalayıcı davranışlar ortaya çıkabilir. Durduk yerde birbirine girme, hırçınlık yapma, tansiyon yükseltecek davranışlar artabilir. Acelecilik, telaş, dikkatsizlik kaza ve yaralanmalara sebep olabilir. Mekanik aletlerle ilgili sorunlar yaşanabilir. Ulusal veya uluslararası alanda gerginlikler görülebilir. Dünya astrolojisinde pek çok anlamları yanı sıra Mars kardeşler demektir. Gergin açılarında kardeşin kardeşe düşmesi, komşunun komşuya düşmesi, hem bireysel bazda, hem de uluslararası alanda görülebilir. Güvenlik konusu devletlerin gündeminin en ön sırasına oturabilir.
Mars tetiklemeleri, özellikle de Jüpiter ile gergin açısı varsa, ekonomik türbülanslara işaret edebilir. Bu ekonomik çöküş anlamına gelmiyor elbette, ama ciddi zorlanmaları gösteriyor olabilir.
Asteroidler ana mesajı veriyor!
Tutulmanın, en önemli asteroidlerden biri olan Ceres ile birleşiyor olması, topraklar, topraktan elde edilen ürünler, hasat gibi konulara dikkat çekiyor. Mitolojide Ceres Toprak Ana olarak geçer. Tüm insanlık için ekilmiş bereketli topraklar Ceres yönetimindedir. Tutulmayla en yakın irtibat kuran gezegenin Ceres olması ve özellikle de Ay ile birleşiyor olması, tarım ve hasatla ilgili zorluklara, topraktan elde edilen ürünlerin zarar görmesine işaret ediyor olabilir. Bu yerleşim aslında en çok topraklarımıza, doğaya, bitki örtüsüne, bizi besleyen her şeye sahip çıkmamız konusunda bizi belirgin bir şekilde uyarıyor! Bu tutulmanın en önemli mesajlarından biri bence bu… Lütfen daha fazla geç olmadan farkında olalım! Toprak Ana’ya saygı gösterelim, onu koruyalım. Doğal felaketler konusunda uyanık olalım ve nasıl önlemler alacağımızı daha sıkı bir şekilde irdeleyelim ve bu konu üzerine ivedilikle eğilelim.
Tutulmayla birleşmekte olan Ceres, halkın iyiliği, demokrasi ruhu ve pratiği konusunda temel sembollerdendir. Tutulma esnasında Ay-Güneş karşıtlığı içinde yer alması, demokrasi ve insan özgürlükleri konusunda daha duyarlı olunması gerektiğine dikkat çekerken, bu alanda yaşanacak muhtemel stresleri de vurguluyor. Bu yerleşimler, sevdiğimiz ve benimsediğimiz kişiler, nesneler, fikir ve görüşlere ya da değerlere bağlılığımızın da dönüşümden geçeceğini de işaret etmekte. Şunu unutmamalı: Ceres’in ruhunda evreni daha yaşanabilir ve sevgi dolu bir yer yapma amacı vardır. Hassasiyet, duyarlılık ve sevgi bağı sayesinde her şeyin üstesinden gelinebileceği mesajı verir.
Tutulmayla irtibat kuran bir diğer asteroid olan Vesta da, asil sebepler için, insanlık adına, daha büyük amaçlar için kendini feda etmeyi ifade eder. Bazen bu feda etme, sevdikleri, aile, vatan gibi değerler uğrunda gerçekleştirilir. Kişisel ego tatmini ve başarı elde etmek istenen alanlarda istenen sonuçlar elde edilemese de… Tutulma civarı günlerde kariyer ve iş hayatında, egomuzu beslediğimiz alanlarda, bazı tatminsizlikler yaşayabiliriz…
Ay tutulmasının ve Mars yakınlaşmasının, sistem ve düzen değişikliklerini simgeleyen Uranüs-Plüton dik açısının kesinleşmesinden sadece bir hafta kadar önce gerçekleşecek olması, 22-23 Nisan’da kesinleşecek Büyük Kare ve 29 Nisan’da Boğa burcunda gerçekleşecek güneş tutulması, bu senaryoyu daha da dikkat çekici hale getiriyor!
İlişkilerde dengesizlikler riski!
Tutulma anı için çizdirilmiş astroloji haritasına asteroidleri dahil ettiğimizde senaryo iyice belirginleşiyor. Güneş sistemimizde Mars ile Jüpiter arasında yörünge çizen ve gezegenimsi olarak tanımlanan asteroidler çok sayıdadır. Bunlardan en önemli olarak nitelendirebileceğimiz Ceres, Vesta, Pallas ve Juno, astrolojik yorumlarda en sık kullanılanlardır (Kiron hem bir asteroid hem de bir kuyruklu yıldız gibi görülebileceğinden onu asteroidlerle tam olarak aynı kategoriye koymuyorum). Tutulma esnasında Ceres ve Vesta Ay ile birleşmekte; Juno Güneş ile birleşmekte; Pallas tutulmaya altmış ve yüzyirmi derecelik açılarla bağlanmakta. Tutulmaya çok yakın bir gezegen yok (Mars 9 derece toleransla Ay’a kavuşum yapıyor) ama asteroidler tutulmayla çok yakın temas kurmakta ve dönemsel etkileri anlamamıza yardımcı olmaktalar. Aşağıda, tutulma anına yönelik hazırlanmış astroloji haritasını görmektesiniz. Bu haritada Ceres 25 derece Terazi’de, Vesta 23 derece Terazi’de, Juno 23 derece Koç’ta ve Pallas 25 derece Aslan’da yer almakta.
Terazi-Koç burcu gibi “ilişkiler” ve “ben-sen” temalarına atıfta bulunan bu etkin ay tutulması esnasında Juno ve Ceres gibi ilişkilere ve duygusal bağ kurmaya atıfta bulunan iki önemli asteroidin, yine bu burçlarda yer alan Ay-Güneş karşıtlığıyla dizilimde olmaları çok manidar doğrusu! Bu dizilim, içinden geçmekte olduğumuz dönemin en öne çıkan konu başlığının “ilişkilerimiz” ve “ben ile biz arasındaki denge ihtiyacı” olduğunu gösteriyor. Özetle, kadın-erkek ilişkileri açısından kritik bir süreçteyiz. Aslında her türlü “ilişki” açısından da! Politik ve uluslararası ilişkiler de buna dahil! Bu çekişmelerin sonu hukuksal müdahale ya da başvurulara varabilir. Juno’nun Güneş ile kavuşumu, gücün feminen niteliğine atıfta bulunduğu için, kadınların güç kazanacağı ya da güçlerini ortaya koymak isteyeceğini de göstermekte…
Tutulmayla irtibat kuran Terazi burcundaki Ceres, duygusal paylaşım ve ilişkilerden beslenme ihtiyacının had safhaya vardığı, başkaları tarafından ihtiyaç duyulmaya önem verdiğimiz bir süreçten geçtiğimizi gösteriyor. Başkalarının ihtiyaçlarına duyarlılık artarken, alınganlık ve kapris gibi eğilimler de belirginlik kazanabilir. Zira Ceres Ay ile birleşmekte ve Ay-Güneş karşıtlığını tetiklemekte. Terazi burcundaki Ceres, gerek özel ve sosyal ilişkilerde, gerekse iş ilişkilerinde, birlikte hareket edebilme konusunda dengeyi yakalamakta zorlanacağımızı gösteriyor. Partnere fazla yüklenmek, duygusal dengesizliğe sebep olabilir. Ceres’in Ay ile kavuşum yapıyor olması, sevdiklerimizin, özellikle de ailemizin istedikleri ya da iyiliği için kendi isteklerimizden feragat etmek durumunda kalabiliriz ve bunu kendi içimizde dengeye oturtamazsak, kabullenemezsek, ilişkilerde türbülanslar yaşayabiliriz.
Tutulmayla irtibat kuran Terazi burcundaki Vesta, ilişkilerde tam bir tatmin için eşitlik ve adalet, karşılıklı alışveriş ihtiyacının had safhaya vardığına dikkat çeken bir başka gösterge. Vesta’nın bu yerleşimi partnerle müşterek alan arama arzusunu tetiklerken, ilişkilerden beklentilerde tatminsizlik ve hayat amaçlarıyla (ya da kariyer) çelişkili gelişmeler karşısında zorlanma, yakınlık kurma arzusuyla yakın olmaktan ve iç içe girmekten çekince arasında gitgellere işaret etmekte. Terazi burcundaki Vesta kendini ilişkiye adamayı, ama Koç burcundaki Güneş ile karşıtlığı, egonun devreye girmesiyle yaşanan çelişkileri göstermekte…
Tutulmayla irtibat kuran Koç burcundaki Juno, ilişkilerde bağımsızlık ve özgürlük, adalet ve eşitlik istediğinin had safhaya ulaştığını, ilişkilerde çabuk parlamaya sebep olan agresyonun devrede olduğunu gösteriyor. İlişkilerimizin yara alabileceği, ayrılıklar ve kopmalara açık bir zaman dilimindeyiz. Juno’nun Ay ile karşıtlığı, ilişkide güvende hissedememe, terk edilme korkusuyla aşırı duygusal davranma, kıskançlık, aşırı sahiplenme, sadakatsizlik, intikamcılık gibi uçlarda eğilimleri tetikleyebilir. İlişkilerde dengesizlikler, güç çekişmeleri, bağımlılık ile bağımsızlık arasında gitgeller, kendi ihtiyaçlarımız ile karşımızdakinin ihtiyaçları arasındaki çelişkiler, bu tutulmanın ortaya çıkaracağı ana başlıklar… Juno’nun Güneş ile kavuşumda olması, kadın hakları konusunda ya da kadın figürlerinin öne çıkması veya kadın liderlerle ilgili konularda hızlı ve sert gelişmelere işaret edebilir.
Kısacası, ilişkilerde denge yakalama yeteneğimiz testten geçiyor…
15 Nisan Salı sabahı 09:40’tan itibaren sunacağım seminerde bu konulara detaylı bir biçimde yer vereceğim. Seminer sonunda kozmik şifa terapisti Gaye Döşer tarafından yönetilecek meditasyon da bu temalara yönelik olacak.
Tutulmanın pozitif etkileri
Tutulmalar deyince, genel olarak stresli etkilerinin ortaya çıkacağı düşünülür. Bu, eski astrologların tutulmalar konusundaki yaklaşımlarından da kaynaklanmaktadır. kadimler tutulmaları negatif olaylar olarak görmüşler. Onlara göre tutulmalar, insan hayatında üzücü olaylara sebebiyet verir, bir şeylerin sonlanacağını gösterirler. Stresli zamanlardır ve aniden ortaya çıkan problemleri gösterirler. Bu çok hatalı bir yaklaşımdır denilemez. Gerçekten de çoğu kez böyle olur. Ama olaya diğer tarafından da bakabilmelidir. Modern dönem astrologların vurguladığı gibi, tutulmalar insan hayatında çabuk değişimlere ve büyümeye fırsat veren bir şans olarak görülebilir aynı zamanda. Bu yaklaşıma göre tutulmalar, hayatımızda yapmak istediğimiz değişiklikler için gerekli enerjiyi verirler. Hayatımızı düzene sokmamıza yardım ederler. Başından olumsuz gibi gözüken şeyler aslında sonuç olarak bir hayra sebep olabilirler. Her zaman vurgulamaya gayret ettiğim gibi “her negatif, sonuçta pozitife hizmet eder”.
Büyük Kare açı kalıbı altında, Mars yakınlaşması ile de pişti olan, zorlu etkilerin vurgu kazandığı bu tutulmanın pozitif yönleri de var pek tabii ki! Şimdi biraz da işin bu yönünden ele alalım…
Tutulma Terazi burcunda gerçekleştiğine göre, nasıl etkiler ortaya çıkaracağını anlamak için yöneticisi Venüs’ün durumunu da ele almalıyız. Venüs, iyicil gezegenlerden biridir ve tutulma esnasında yüceldiği (rahat ettiği, güçlendiği, iyicil doğasını güçlü bir şekilde ifade edebileceği) Balık burcunda yer alıyor. Üstelik de Balık burcunun patroniçesi (yöneticisi) Neptün ile birleşiyor. Bu yerleşim, tutulmanın zorlu etkileri yumuşatıcı ve iyicil yönde dönüştürücü olabileceğine atıfta bulunuyor. Tutulma esnasında Venüs 10 derece Balık’ta olacağına göre, bu derecenin Sabian sembolünden bilgi alabiliriz: “Men seeking illumination” yani “aydınlanma arayan adamlar”… Yani, tutulmanın aydınlanma arayan, farkındalık kazanma arayışında olan kimseler için bir fırsat kapısı araladığını söyleyebiliriz!
Tutulmanın yöneticisi Venüs hem Neptün ve Kiron ile birleşerek ilahi aşkı arayan, manevi doyum imkanı getiren, ilişkilerdeki yaralanmaları şifalandırma şansı veren fırsatlara kapı açarken, hem de Jüpiter ile 120 derecelik uyumlu açı yapıyor ve sorunların aşılması yönünde destek sağlıyor. Venüs ve Jüpiter, güneş sistemimizin iyicil gezegenleri olarak tanımlanırlar ve bir haritada ikisi arasında uyumlu açı olduğunda (özellikle üçgen), uyum ve fayda, huzur ve barış gibi iyicil enerjilerin devrede olacağını gösterirler. Tutulma esnasında su elementi burçlarda yerleşmiş Venüs-Krion-Jüpiter-Satürn gezegenleri arasında oluşan Büyük Üçgen açı kalıbı, su elementiyle ifade edilen merhamet ve şefkat, affedicilik ve empati gibi güzel ahlak ve davranışların önemini bir kez daha hatırlatıyor. Bizi içten içe tüketen hırslarımızdan, öfke ve nefretlerimizden uzaklaşmamıza, sakinleşmemize, kızgınlık içerisinde olduğumuz zamanlarda adeta serinlememize yardımcı oluyor. Kızgınlık, nefret, affedememe ve intikam alma eğilimi baskın olanlar bu dönemde daha fazla zorlanacaklar, bunu unutmayalım. Bu dönemde sağlıklı ve sağlam kalmamız için öncelikle öfke, nefret ve kıskançlık gibi bizi düşük frekansta tutan duygulardan uzak kalmayı, hoşgörü ve affediciliği öğrenmemiz gerekiyor.
İyicil yıldızlar da işbaşında!
Tutulma derecesi Arcturus ve Spica gibi en iyicil kalitede iki yıldızla aynı boylamda gerçekleşiyor. İnsanoğlunun bilincinin avcıdan çiftçiye kayması, bilgeleşmesini temsil eden Arcturus, spiritüel büyüme ve bilincin genişletilmesi açısından çok önemli bir yıldızdır. Ruhun gelişmesi için spiritüel ve mental güç verir. Tutulmayla kontak kuruyor olması, başarı için yeni bir yöntem ve yol denenmesi, yeni fikirler ve yollar bulunması ve hayata geçirilmesi döneminde olduğumuzu gösteriyor. Spica, gökyüzündeki en iyicil ve şanslı yıldızların başında gelir. Spica için “saygı gören bilgi ve içgörü” tanımlaması da yapılır. Tutulma ile irtibatta olması, bilgi ve bilgelik enerjisi taşıyan önemli bir süreçte olduğumuzu göstermektedir.
Tutulma esnasında Jüpiter Sirius yıldızıyla birleşiyor. Sirius, büyük sonuçlar doğuracak küçük hareketleri ifade eder.Bazı kadim astrologlar tarafından iş başarısı, seyahatler ve akrabalardan yardım temasıyla da ilişkilendirilmiştir.
Tutulma esnasında Merkür-Uranüs kavuşumu Alpheratz yıldızıyla birleşiyor. İsyankar ve hızlı hareket etme eğiliminin yanı sıra Alpheratz’ın yeni olana yatkınlığı ve keşfediciliği arttıran bir yönü de vardır. Yani tutulma civarındaki günlerde aynı zamanda önemli keşif ve icatların, buluşların, önemli bilgilerin de ortaya çıkacağı zamanlarda olacağız demektir. Merkür-Uranüs ikilisinin Alpheratz yıldızıyla birleşiyor olması, zihinsel agresyon ve irritasyon yaşayacağımız bir dönemde olacağımızı, ama aynı zamanda düşünce şeklimiz, bilinç seviyemiz, kendimizi ifade etme kapasitemizde büyük değişimler yaşama ve farkındalıklar yakalama şansımızın da olduğunu, zihni özgürleştirme konusunda başarılı olursak, algılama ve idrak konusunda ilginç sıçramalar yapabileceğimizi gösteriyor.
Tutulma esnasında çok etkin derecelerde bulunan asteroidler Ceres, Vesta, Juno ve Pallas, eğer kendimizi iyi dengeleyebilirsek, ikili ilişkilerde hem arzu ettiğimiz özgürlüğü yaşarken, hem de karşı tarafın ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayabileceğimizi gösteriyor. Gerekli hassasiyet ve duyarlılık sadece özel ilişkilerde değil, tüm ilişkilerde gösterilirse, adalet ve eşitlik kavramları konusunda duyarlı olursak, başkalarının fikir ve görüşlerine saygılı olursak, muhtemel stres ve zorlukları aşabilir, ilişkilerde olumlu gelişmeler kaydedebiliriz.
15 Nisan Salı sabahı 09:40’tan itibaren sunacağım seminerde bu konulara detaylı bir biçimde yer vereceğim. Seminer sonunda kozmik şifa terapisti Gaye Döşer tarafından yönetilecek meditasyon da bu temalara yönelik olacak.
Neler yapabiliriz?
Tutulmalar dönüşüm süreçlerini beraberlerinde getirirler ve yaşamın hangi alanında değişiklik gerektiğini gösterirler. Tutulmaların dünya üzerindeki dengeyi sağlamak için bir çeşit kozmik regülatör gibi çalıştıklarını ve bunu yaparken duruma ilgi çekmek üzere kriz yarattıklarını söylemek mümkündür. Bu süreçleri anladığımız takdirde, değişiklikleri daha büyük bir erdem ile göğüsleyebiliriz.
Taşıdığı stresli enerjinin yanı sıra tutulmalar çabuk değişimlere ve büyümeye fırsat veren bir şans olarak görülebilirler ve bize, hayatımızda yapmak istediğimiz değişiklikler için gerekli enerjiyi verirler. Tutulmalar, hayatımızın daha evvelce karanlık kalmış alanlarını aydınlatırlar. Daha evvelce görünür olmamış şeylerin görünür hale gelmesine neden olurlar. Gizli kalmış şeylerin açığa çıkma zamanlarını gösterirler. Özellikle de ay tutulmaları…
Duygusal konuları öne çıkaran ay tutulmaları, kendi üzerinde çalışmak, kendi hakkında bilgi edinmek, eldeki işleri tamamlamak ve artık bir kenara bırakmak zamanıdır. Bu dönemlerde duygusal olarak dengeyi sağlamak zor olduğundan, önemli kararlar vermekten kaçınmakta fayda vardır. Bu dönemde çok aktif ve dışa dönük olmak yerine, içe çekilmek, kendi dinamiklerini gözden geçirmek daha isabetli olabilir. Ruhsal gelişim kendi iç kaynağımızdan gelir. Böyle önemli ay tutulması dönemlerinde, iç sesimizi takip etmemiz sayesinde, daha isabetli kararlar alabiliriz.
Tutulmaların doğası itibariyle bazı şeylerden vazgeçmemiz ya da o işi başka bir şekilde yapmamız gerekebilir. Kendimize yeni tatmin alanları bulabilir, yeni çevrelere girebilir, yepyeni bir alanda kişisel yeteneklerimizi sergilemeye başlayabiliriz. Değişimin heyecanını içimizde hissedersek, bu değişimleri kişisel gelişimimiz için deneyimlenmesi gereken birer vesile olarak görürsek, pozitif kullanma şansını yakalamış oluruz. Kişisel egolarımızı bir kenara bırakıp, bütünün bir parçası olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor.
Egomuzdan, ancak kendi “iç bütünlüğümüzü” sağladığımız zaman kurtulabiliriz. Çok güvendiğimiz kalıpların, aslında gelişimimizi engellediğini de aklımızdan çıkarmamalıyız. Bardağın dolu tarafına bakabildiğimiz sürece, sorun yok. Unutmamalıyız ki negatif koşulları yenmeye çalışma inancımız, pozitif koşullarla karşılaşma oranımızı arttırır.
Tutulmanın yaratacağı stres ve baskının üstesinden gelmek, yaratılan korku ve endişeleri aşabilmek ve tutulmanın enerjisini en doğru şekilde kullanabilmek dileğiyle…
Sevgi, ışık ve umutla!
Öner DÖŞER
11 Nisan 2014, Cuma
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan
Nisan ayının etkilerini değerlendirdiğimiz videomuz için linki ziyaret edebilirsiniz…