28 EYLÜL HAFTASI EN SÜPER SÜPERAY!
Uzun süredir hakkında konuşulan bir haftaya giriyoruz. 28 Eylül Pazartesi sabahı bu yılın en süper Süperay’ı meydana gelecek. Böyle denmesinin sebebi, dolunayın Ay’ın Dünya’ya en yakın konumundan (Perigee) geçişi ile çakışması. Tabii bu dolunayın aynı zamanda bir ay tutulması olması, hadiseyi daha da ilginç hale getiriyor. Ekinoksa en yakın tarihte gerçekleşeceği için ayrıca “Hasat dolunayı” olarak da tanımlanıyor bu dolunay.
Yani:
Süperay
Ay tutulması
Hasat dolunayı bir arada…
Bu Süperay’ın bir başka özelliği, 14 Kasım 2016’ya kadar Dünya’ya bu denli yakın bir Süperay gerçekleşmeyecek olması.
Çok nadir görülen bir durum değil!
Süperay yılda sadece bir kez gerçekleşmiyor. Yani çok nadir bir durum değil. 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarında Ay’ın Dünya’ya en yakın olduğu zaman yeniayla çakıştı. Dolayısı ile bu üç ayda Süperay vardı. 2015 yılı Ağustos ayında Ay’ın Dünya’ya en yakın konumu dolunayla çakıştı. 28 Eylül ve 27 Ekim tarihlerinde de böyle olacak. Yani 2015 yılında dolunay esnasında üç kez Süperay oluşmuş olacak.
İlk kez astrolog-astronom Richard Nolle tarafından 1979 yılında ortaya atılan Süperay ifadesi, özellikle astrologlar tarafından büyük ilgi görüyor. Tutulmaların insan yaşamında önemli olaylarla çakışıyor olması, astroloji çalışanların gayet iyi bildiği bir durum zira.
Neden kanlı ay deniyor?
28 Eylül sabahı gerçekleşecek tam ay tutulması esnasında Ay kırmızı gözükecek. Kırmızı kan rengi olduğu için buna “kanlı ay tutulması” deniliyor. Her şeyi dramatikleştirme eğilimi sadece biz Türklere ait bir özellik değil. Dünya insanının genel bir karakteristik özelliği. Sanki büyük kanlı eylemlere sahne olacak, çok kan dökülecek vs gibi ürkütücü ve pek tabii ki dikkat çekici, televizyonlara reyting, gazete ve dergilere tiraj kazandıran, makale ve köşe yazılarının daha çok okunmasını sağlayacak bir ifade olduğu için tercih ediliyor.
Ay’ın kırmızımsı gözükecek olması anormal ve dramatik bir durum değil aslında ve ilk defa da olmuyor tabii ki. Ay’ın kırmızımsı gözükebileceği birkaç durum var. Örneğin Ay’ın doğarken ya da batarken olduğu gibi, gökyüzünde çok alçak konumda olduğu zamanlarda kırmızı gözükmesi söz konusu olabiliyor. Ay’ın kırmızımsı renkte gözükmesinin sebebi, Ay ufka yakın olduğunda, Dünya atmosferinin Ay’dan gelen ışığı kırıp yansıtarak dağıtması, tayfta yer alan renkler arasında mavi renk daha çok saçılırken, kırmızı rengin daha az saçılması ve bu yüzden daha görünür olmasıdır. Ay’ın kırmızımsı gözükmesinin bir diğer nedeni, yangın, yanardağ patlaması gibi nedenlerden atmosferde fazla miktarda toz bulunması ya da havadaki bazı parçacıklardır. Bunlar Ay’dan gelen mavi ışığı dağıtabilir ve Ay kırmızımsı gözükebilir. Tam ay tutulması, Ay’ın kırmızımsı gözükmesinin bir diğer sebebidir. Tam tutulma esnasında Ay, Dünya’nın gölge konisinden geçmektedir ve Dünya atmosferi, içinden geçen Güneş ışıklarını dağıtarak, gölgenin etrafında kırmızımsı bir renk oluşmasına sebep olur. Bu kırmızımsı renk Ay’ın üzerine düştüğünden, onun kırmızımsı gözükmesine sebep olur. Aşağıdaki linkte izleyeceğiniz animasyonda göreceğiniz gibi… http://shadowandsubstance.com/
Deprem riski var mı?
Deprem, volkan aktivitesi, sel gibi doğal afetlerin bazı gezegenlerin astrolojik anlamda stres ve gerginliği ifade eden doksan ve yüzseksen derecelik açılarla konumlanması ya da kavuşum yapması zamanıyla çakışması tesadüf gibi gözükmüyor. Böyle zamanların güneş veya ay tutulmalarıyla da çakışıyor olması, astrolojik açıdan ele alındığında önemli hale geliyor haliyle…
Tutulma tarihine yakın günlerde mutlaka doğal afet olmasını beklemek ya da öngörmek hatalı olur. Bir yılda en az iki kez güneş tutulması, iki kez ay tutulması gerçekleşiyor. Bazı yıllarda tutulma sayısı daha fazla oluyor. Ama her tutulma tarihi civarında bir doğal afete rastlamıyoruz.
Ay’ın doğal afetlerle ilişkisini inceleyen bir araştırmacı olan Ken Ring’e göre, Ay’ın Dünya’ya en yakın (perigee) yerinden geçiş zamanlarında deprem riski daha fazladır. (Ken Ring, Predicting the Weather ty the Moon, Hackman Printers LTD, 2000). Araştırmalar, önemli depremlerin Ay’ın yeni ay, dolunay ya da perigee olduğu zamanlara denk geldiğini göstermektedir. Özellikle de perigee ve yeni ay ya da dolunay aynı güne denk geldiğinde; yani bu yıl Ocak, Şubat, Mart aylarında ve Ağustos ayında olduğu gibi ve 28 Eylül, 27 Ekim tarihlerinde olacağı gibi…
Ring gibi bazı araştırmacılara göre, sadece Ay’ın Dünya’ya en yakın konumuyla çakışan Süperay zamanlarına bakılması yeterli olmayabilir. Bu tarihlerde Ay’ın maksimum kuzey ya da maksimum güney deklinasyonunda olup olmadığına da bakılmalıdır. Onlara göre böylesi zamanlarda deprem olasılığı artmaktadır. Ay bu pozisyonlarda yaklaşık 3 gün kalır ve buradayken tektonik plaklara önemli bir gerilim uygular. 9.0 büyüklüğündeki Japonya depreminin yaşandığı 11 Mart 2011 tarihinde, Ay maksimum kuzey deklinasyonuna yaklaşmaktaydı (Ay maksimum kuzey deklinasyonuna 12 Mart 2011 tarihinde ulaştı: 23 derece 49 dakika) ve birkaç gün sonrasında, 19 Mart 2011 tarihinde bir Süperay gerçekleşmişti. O dönemde Richard Nolle tarafından yazılan bazı tahminler çok ilgi görmüştü ve yaşanan Japonya depreminin ardından Süperay dönemleri daha dikkatle takip edilmeye başlanmıştı. Tarihsel süreçte geri giderek baktığımızda, daha evvelce yaşanan SüperAy civarındaki günlerde aşırı yağışlar ve sel baskınları da arttığını görüyoruz. Bu konuda daha faza bilgi için linkte yer alan köşe yazımı okuyabilirsiniz. http://onerdoser.com/Y45_1_ekstrem-superay.html
Dikkat çeken tarihler
28 Eylül 2015 tarihinde gerçekleşecek Süperay-dolunay-ay tutulması esnasında Merkür’ün Güneş’e yakın olduğunu, yani dolunayın Merkür maksimumu denilen Merkür’ün Dünya’ya yakınlığının maksimuma ulaştığı tarihlerle çakıştığını görüyoruz.
Tam kavuşum 30 Eylül 2015 Çarşambagünü gerçekleşecek. Yine Süperay-dolunay-ay tutulması esnasında Mars ve Jüpiter ikilisinin Satürn ile dik açısının ve Neptün ile karşıt açısının etkin olduğunu görüyoruz. Bu açıların kesinleşmesi zaman alacak. Ama Ay’ın bu gezegenlerle açılarının 30 Eylül-2 Ekim tarihleri arasına denk geldiğini görüyoruz. 2 Ekimtarihinde tutulma derecesini ilk tetikleyecek gezegen Merkür olacak. Dolayısıyla bu tarihler civarında Süperay-dolunay-ay tutulmasının ifade ettiği astrolojik etkilerin en yakın zaman diliminde bu tarihler civarında ortaya çıkacağını öngörebiliriz.
Biraz daha ileri gidersek, tutulma derecesini tetikleyecek gezegenlerin bu dereceye kavuşum veya karşıt açıda olacağı diğer tarihler şöyle:
Merkür (Direkt olarak) 16 Ekim
Venüs (Karşıt açıyla) 13 Kasım
Mars (Karşıt açıyla) 20 Kasım
Bu tarihler civarındaki günlerde hava koşulları, önemli açıklama ve anonslar, haberler (Merkür tetiklemesi 16 Ekim), özel ve sosyal ilişkilerde çalkantılar (Venüs tetiklemesi 13 Kasım), çatışma ve kavgalar, askeri konular, terör, kazalar (Mars tetiklemesi 20 Kasım) riskleri fazla gözüküyor.
Çatışma, terör eylemi riski
28 Eylül sabahı gerçekleşecek Süperay esnasında Ay Koç-Güneş Terazi burcunda olacak. Astrolojide Koç/Terazi burçları ekseni “İlişkiler ekseni” olarak tanımlanır. Buradaki “İlişkiler” terimini sadece iki insan arasındaki ilişki olarak almamalıyız. Ulusların birbirleriyle ilişkileri olarak da algılamalıyız.
19 Mart 2011 tarihinde gerçekleşen Süperay civarındaki günlerde Sarkozy ve ABD Kaddafi’ye hava saldırısı başlatmış, askeri hedefler, kamplar bombalanmıştı. Şimdilerde ülkemiz açısından da stresli zamanlardan geçiyoruz. Yarın gerçekleşecek Süperay-dolunay-ay tutulması derecesi Türkiye astroloji haritasının Mars derecesini tetikliyor olacak. Haliyle silahlı çatışmaların artacağı bir zaman diliminde olacağız. Bu bağlamda Güneş’in haritamızdaki Mars’ın bulunduğu derecede Merkür ile buluşacağı 30 Eylül tarihi dikkat çekiyor. Bu tarihte ülkede iç olaylar, askeri konular, polisin müdahalesini gerektirecek durumlar, olumsuz hava koşulları ya da doğal afetler, yıkıcı zarar veren yangınlar riski mevcut. Benzer şekilde 20 Kasım tarihi civarında da…
İlişkilerde dengesizlik riski
Süperay-dolunay-ay tutulmasının bizim için en yaygın ve önemli kısmı ise, gergin duygusal çıkışlara karşı kendimizi frenlememiz, gergin ve karmaşa enerjisi taşıyan ortamlardan uzak kalmamız…
Tutulma Koç/Terazi burçları ekseninde gerçekleşecek ve bu burçlar “İlişkiler ekseni”ni oluşturur demiştik. Fakat bu tutulmanın en çok ilişkilerimizi ilgilendirmesi sadece burçlarla sınırlı değil. Evlerle de ilişkili. Ankara’yı merkez alarak çizdirdiğimiz astroloji haritasında Ay-Güneş karşıtlığının 1/7. evler eksenine de denk düştüğünü görüyoruz. Bu evler de “İlişkiler ekseni”ni oluşturur.
Bir şey daha, spesifik olarak “İlişkiler ve evlilik” temasını temsil eden bir asteroid olan Juno, tutulma ile aynı derecede olacak (Güneş ile kavuşumda). Bu yerleşim de yine bu tutulmanın ana mesajının ilişkilerimizle ilgili olduğunu göstermekte. Ayrıca iletişim ve düşünme, karar verme ve dile getirme becerilerimizi temsil eden Merkür’ün ilişkileri temsil eden Terazi burcunda gerilemekte olması da öyle…
Ay tutulmaları içimizdeki potansiyelleri ortaya çıkarırlar ve çoğunlukla bu durum ilişkilerimize yansır. Ay duygusal ve güdüsel tarafımızı, Güneş bilinçli seçimlerimizi ve özbenliğimizi yansıtır. Ay kadın figürlerini ve dişil yönlerimizi, Güneş erkek figürlerini ve eril yönlerimizi temsil eder.
Tutulma esnasında Koç burcunda Güney Ay Düğümü (GAD) ile birleşmekte olan Ay, aceleciliğin ve peşin yargılı olmanın bize kaybettireceğini işaret ediyor. Buna mukabil, Terazi burcunda Kuzey Ay Düğümü (KAD) ile birleşmekte ve Satürn ile altmış derecelik açıda olan Güneş, daha çok düşünerek, dengeli, olgun, sabırlı ve acelesiz hareket etmenin, adil yargılamanın bize kazandıracağını gösteriyor. Ay-GAD kavuşumu güdüsel, aniden parlamaya yatkın, gözü kara kararlar alan, olaylara sadece kendi tarafından bakan bir profil çizmekle hata edeceğimizi gösteriyor. Güneş-KAD kavuşumu ise, ilişkilerimizde akılcı, bilinçli, karşı tarafın haklarını ve ihtiyaçlarını fark eden bir profil çizmekle doğru yapacağımızı teyit ediyor.
Tutulma esnasında 4 derece Koç’ta bulunacak olan Ay, bu dereceye yakın bulunan Deneb Kaitos (2 derece 48 dakika Koç’ta) yıldızıyla birleşiyor. Huzursuz, inatçı, keskin mizaçta olmayı ifade eden bu yıldız, düşüncesizce yapılan duygusal çıkışların, çocuksu kaprislerin olumsuz sonuçlar yaratabileceğini gösteriyor.
Tutulma esnasında Güneş’in Kara Ay Lilith ile kavuşumda olduğunu görüyoruz. Bu kavuşum, ilişkilerde egomuzu aşmamız, karşımızdaki kişilerin ihtiyaçlarını fark etmemiz yönünde bir uyarı yapıyor adeta.
Terazi burcunda gerilemekte olan Merkür de, ilişkilere yönelik hızlı kararlar almamak, ilişkilerde hata ve eksiklerimizi gözden geçirmek ve düzeltmek adına ağırdan almamız gerektiğini gösteriyor, bize zaman kazandırıyor adeta. Bu sıralar belki de karşımızdaki kişilere daha fazla “Sen ne dersin?” sorusunu sorma zamanı. Verilecek cevaplara da bozulmamak, dozunda eleştirileri alabilmek lazım tabii.
Kadın hakları konusunda erkekler daha çok gayret göstermeli
Güneş’in Juno ile birleşiyor olması, evlilik ve özel ilişkilerde adalet ve dengenin önemine dikkat çekiyor. Ay-Güneş ile hizalandığı için, kadın erkek ilişkilerinde eşitlik ve dengeyi sağlayamama durumunda kopma, ayrılma riskinin hayli güçlü olduğunu gösteriyor. Juno Güneş ile kavuşumda olduğundan, erkeklerin özel ilişkilerde ve toplumsal işlerde kadınlara karşı daha adil ve eşitlikçi yönde tavır almasının önemine vurgu yapıyor. Denge yaratmak için erkeklerin daha çok gayret etmesi gerekecek önümüzdeki dönemde. Gerek ilişkilerde, gerekse kadın haklarını ilgilendiren konularda.
Kadınların eşitlik ve hak arama konusunda daha agresif ve atak bir tavır göstereceğini de tahmin edebiliriz. Zira Ay’ın Vesta ile kavuşması, kendini kadınlara adama, kadın haklarına adama ve bu konuda gözü kara girişimlerle, protestolarla ilişkilendirilebilir.
Kırılan kalpleri şifalandırmak
İlişkilerde tansiyonun yüksek olacağı birkaç günlük süreçte olacağımızı işaret eden bu tutulma, kırılmış kalplerin şifalanması yönünde fırsat yaratan değişimler de getirebilir hayatımıza. İlişkilerimizde şimdiye kadar yolunda gitmeyen şeylerin ya da dengesiz gelişen durumların farkına varmamızı sağlayacak olaylar çıkarabilir hayat önümüze ve bu dengesizlikleri nasıl düzelteceğimize yönelik bir imkan da doğacak olabilir böylelikle…
Ay-Vesta kavuşumuna bir de bu yönden bakarsak, karşımızdaki kişilerin duygularına, ihtiyaçlarına zaman ayırmamızın önem ne denli önemli olduğunu fark ederiz.
Tutulma sonrasında Ay’ın önündeki ilk açı Merkür ile karşıt olacak. Bu karşıtlık, bir yandan ilişkilerimizde sözlerimize çok dikkat etmemiz gerektiğini gösterirken, diğer taraftan da, karşımızdakilerin ihtiyaçlarını görmek, fark etmek yönünde bir bakış kazanmamızı sağlayabilir. Kalp kırmış isek özür dileyebiliriz (Merkür). Karşımızdaki kişilere ihtiyaçlarını nazikçe sorabiliriz (Merkür Terazi’de). Şimdiye kadar adil davranmadığımız konular varsa gözden geçirip, kendimizde bir tavır değişikliğine gidebiliriz (Merkür Terazi’de Retro).
Tutulmanın enerjisiyle başa çıkmak
28 Eylül sabahı gerçekleşecek ve yaklaşık 72 dakika sürecek bu ay tutulması gerçekten de enerjisi yüksek bir tutulma. Zaten bir Süperay malum! Dolayısı ile bu güçlü enerjiyle başa çıkmak kolay olmayacak, bu bir gerçek… Özellikle de Ay’ın Koç burcuna geçeceği 27 Eylül gecesinden başlayarak, bu burcu tamamlayacağı 29 Eylül gecesine kadarki süreçte…
Tutulmanın yaratacağı stres ve baskının üstesinden gelmek, yaratılan korku ve endişeleri aşabilmek ve tutulmanın enerjisini en doğru şekilde kullanabilmek için yapmamız gereken şey konu hakkında daha fazla bilgi edinmek. Böylelikle korku ve endişe duymak yerine, olayları nasıl yönlendirebileceğimiz hakkında fikir sahibi oluruz…
Pazartesi günkü tutulma Koç burcunda olacak. Koç, öncü burçlardan bir tanesi. Öncü burçlarda gerçekleşen tutulmaların doğası itibariyle inisiyatif almamız ya da şimdiye kadar yaptığımız herhangi bir işi başka bir şekilde yapmamız gerekebilir. Şimdiye kadar bizi tatmin etmeyen alanlardan sıyrılıp, kendimize yeni tatmin alanları bulabilir, yeni çevrelere girebilir, yepyeni bir alanda kişisel yeteneklerimizi sergilemeye başlayabiliriz.
Kadim astrologlar öncü burçları "Değiştiren" burçlar olarak görmüşler. Öncü burçlarda gerçekleşen tutulmalar, hızlı değişimleri de beraberinde getirir.
Değişimden korkmak, değişen şeyleri görmezden gelmek yerine, değişimin heyecanını içimizde hissedersek, bu değişimleri kişisel gelişimimiz için deneyimlenmesi gereken birer vesile olarak görürsek, pozitif kullanma şansını yakalamış oluruz.
En zor zamanlarda bile, bütünlüğünüzü korumayı başarırsanız, dışarıdan size kolay zarar veremezler, bir defa bunu bilelim! Bütünlüğümüzü sağlayabilmemiz için, kişisel egolarımızı bir kenara bırakıp, bütünün bir parçası olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Egomuzdan, ancak kendi “iç bütünlüğümüzü” sağladığımız zaman kurtulabiliriz. Çok güvendiğimiz kalıpların, aslında gelişimimizi engellediğini de aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bardağın dolu tarafına bakabildiğimiz sürece, sorun yok. Unutmamalıyız ki negatif koşulları yenmeye çalışma inancımız, pozitif koşullarla karşılaşma oranımızı arttırır. Bunu yapabilmenin yolu, takılıp kaldığımız, endişe ve korku ile yaklaştığımız olaylara bakış açımızı değiştirmek, olaylara farklı pencereden bakabilme şansını kazanmaktan geçer.
Bir noktaya takılmış isek, endişe duyuyorsak, sabitlenmiş ve olaylara esnek bakamayan bir durumdaysak, bundan kurtulabilmemiz için odak noktamızı değiştirmemiz gerekir. Böyle zamanlarda olaylara tarafsız ve dışarıdan bakmamızı sağlayacak, bize objektif bakış kazandıracak bir yönteme ihtiyacımız vardır. Sembollerin dile geldiği bir sanat olarak astroloji, işte bu noktada girer devreye…
Bu gece (27 Eylül Pazar) saat 21:00’de PERISCOPE’ta yapacağım konuşmamda bu konuyu daha geniş ele alacağız. Astrolojik sembollerden yola çıkıp, içinde bulunduğumuz bu zaman dilimine farklı bakış açıları yakalamaya çalışacağız… Arzu edenlerle orada görüşmek dileğiyle… Periscope: oner_doser
Haftanın günlere göre detaylı değerlendirmelerine gelince…
Pazartesi günü boyunca Ay Koç burcunda ilerliyor. Hayli hareketli, tempolu, agresyonu da bol bir gündeyiz. Acelecilik, pürtelaş hareketler dikkat çekecek kadar kendini gösterebilir etrafımızda. Sabah 05:50’de Ay-Güneş’in tam karşıt açıya ilerlemesiyle tam ay tutulması doruk noktasına ulaşıyor. Tutulma sonrasında Ay’ın önündeki ilk açı Merkür ile karşıt olacak. Bu karşıtlık, bir yandan ilişkilerimizde sözlerimize çok dikkat etmemiz gerektiğini gösterirken, diğer taraftan da, karşımızdakilerin ihtiyaçlarını görmek, fark etmek yönünde bir bakış kazanmamızı sağlayabilir. Kalp kırmış isek özür dileyebiliriz (Merkür). Karşımızdaki kişilere ihtiyaçlarını nazikçe sorabiliriz (Merkür Terazi’de). Şimdiye kadar adil davranmadığımız konular varsa gözden geçirip, kendimizde bir tavır değişikliğine gidebiliriz (Merkür Terazi’de Retro). Bu bağlamda özellikle sabah-öğle saatleri arası dikkat çekiyor. Öğleden sonra etkinleşecek ve akşam saatlerinde etkisi maksimuma ulaşacak Ay-Plüton karşıtlığı, hırpalayıcı ve travmatik durumlara dikkat çekiyor. Yazdıklarımıza, konuşmalarımıza, yorumlarımıza dikkat etmemizde fayda var. Eğitimle ve öğrencilerle ilgili konularda da zorlu, stresli enerjiler devrede olacak gün boyunca, dikkat!
Salı gününün büyük çoğunluğunda Ay Koç burcunda ilerliyor. Sabah erken saatlerde etkinleşecek Ay-Uranüs kavuşumu, güne başlarken sıra dışı gelişmelerin ve durumların devrede olacağını düşündürüyor. Sabahın ilerleyen saatlerinde etkinleşecek Ay-Venüs üçgeni, ilişkilerde normalleşme, yenilenme, değişikliklere ve sürprizlere açık durumlarla bağdaştırılabilir. Ay’ın bu üçgeni kesinleştirip boşluğa girmesinden önceki zamanı, yani 10:44 öncesindeki zaman dilimini ilişkiler açısından iyi değerlendirebiliriz. 10.45-21:56 saatleri arasındaki geniş zaman diliminde Ay boşlukta (Açısız) ilerleyecek olduğundan, olayların ne yönde ilerleyeceğini, ne denli kararlılık ve netlik kazanacağını kestirmekte zorlanabiliriz.
Çarşamba günü boyunca Ay Boğa burcunda ilerliyor. Huzur, güvenlik ev sakinlik ihtiyacının yoğun hissedileceği bir gündeyiz. Ay’ın açıları uyumlu gün boyunca; ama tutulma esnasında aktif gezegen açılarını rahat açıyla da olsa tetikleyecek olması, Güneş-Merkür kavuşumunun kesinleşecek olması da dikkat çekici doğrusu. Bazen stresli olaylar rahat açılarla, daha rahat bir şekilde ortaya çıkabiliyor. Bu da sanki böyle bir gün gibi gözüküyor. Sanki kendimizi güvencede hissetmemizi zorlaştıracak bazı hususlar ve durumlar rahatça ortaya çıkabilecek gibi. Öte yandan, Ay’ın Mars ve Jüpiter ile uyumlu açılarının aktif olması, mücadele ve cesaret gerektiren işlerde ve girişimlerde kendine güven artışına sebep olabilir. Yabancılarla ilişkiler, eğitim ve yayıncılık, kültürel konular, hukuksal konularda yapılacak girişimlerde bazı olumlu gelişmeler yakalanabilir. Ay-Plüton üçgeninin etkin olacağı akşam saatlerinde kendimizi daha güçlü ifade etme şansı bulabiliriz. Zorlu ve stresli durumlar karşısında güç dayanışması yapabiliriz. Gün boyunca etkin olacak Merkür-Güneş kavuşumu, özel ilişkilerde nasıl bir tavır sergilediğimizi gözden geçirmemize yardımcı olabilir. Öte yandan, ülkemiz açısından genel olarak ele aldığımızda, Merkür-Güneş kavuşumunun TC astroloji haritasının Mars derecesi üzerinde kavuşacak olması, terör ve şiddetle ilgili konularda, askeri konularda ve ya güvenlik güçleriyle ilgili temalarda alınacak önemli kararları, açıklamaları anlatıyor olabilir ya da stres göstergesi olabilir.
Perşembe günü boyunca Ay Boğa burcunda ilerliyor. Bir gün öncesin nazaran streslerin biraz daha yumuşadığı bir gündeyiz. Özel ilişkilerde ne kadar anlayışlı ve toleranslı olacağımız çok önemli. Özellikle de Ay-Venüs karesinin etkin olacağı öğle saatleri civarında daha toleranslı ve esnek olmamız gerekiyor. Aksi takdirde ilişkilerimizi zedeleyebiliriz. Bu açının kesinleşmesinden sonra 13:44'te boşluğa girecek olan Ay, saat 23:03’te İkizler burcuna geçinceye kadar boşlukta devam edecek ilerlemesine… Gecenin ilerleyen saatlerinde iletişim trafiği hareketleniyor… Gecenin ilerleyen saatlerinde Ay-Satürn karşıtlığı kesinleşeceğinden, engellenmeler, kısıtlanmalar, baskı ve ağır sorumluluk gerektiren durumlarla karşılaşabiliriz.
Cuma günü boyunca Ay İkizler burcunda ilerliyor. Tutulma derecesinin Merkür tarafından tetikleneceği ve Ay’ın zorlu açılarının hakim olacağı bir gündeyiz, dikkat! Ekonomi ve siyasetle ilgili konularda sorunlar riski hayli fazla. Gizli düşmanlıklara, tuzak ve pusulara, perde arkasında dönen oyunlara çok açık bir gün! Aslında Perşembe gecesinden başlayan ağır ve zorlu durumlar sabah saatlerinde de aktif olacak demek daha doğru olur. Ay-Mars karesinin etkin olacağı sabah erken saatlerde agresyona, tartışmalara, sakarlıklara ve kazalara açık olabiliriz. Ay-Merkür üçgeninin etkin olacağı sabahın ilerleyen saatlerinde, içinde bulunduğumuz zorlu durumları aklımız, mantığımız, sakin karar alma becerimiz sayesinde atlatabiliriz. Ay-Neptün karesinin kararsızlık ev yanılgı riski taşıyan türbülanslı etkileri öğle saatlerinde iyice belirginleşiyor. Bu açıdan bir müddet sonra Ay-Jüpiter karesi de kesinleşecek. Dini-ilahi-manevi temalarda stres ve zorlanma söz konusu bu saatler civarında. Fanatik girişimlere, söylemlere, hareketlere açık bir gündeyiz açıkçası. Öte yandan, Ay-Güneş üçgeninin etkin olacağı öğle sonrasındaki saatlerde kadın erkek ilişkileri, ebeveynlerle ilişkiler, iş ilişkileri veya toplumsal konular açısından başarı ve denge sağlamak mümkün olacak. Bu yüzden önemli iş ve girişimlerimiz açısından öğle sonrasındaki saatleri kullanabiliriz.
Cumartesi günü boyunca Ay İkizler burcunda ilerliyor. İletişimin daha rahat akacağı, başkaları hakkında yeni bir şeyler öğrenebileceğimiz ilginç bir gündeyiz. Ay-Uranüs altmışlığının etkin olacağı sabah saatlerinde güzel, heyecanlandırıcı, yenilik enerjisi taşıyan olaylarla ve kişilerle bir araya gelebiliriz. Ay-Venüs altmışlığının etkisini göstereceği öğle sonrası ve akşam saatlerinde aşk ve ilişkilerden yana şansımız yerinde olacak. Özel ve sosyal aktiviteler, eğlenceli ve sanatsal aktivitelerde yer alabilir, etrafımızdaki kişilerle uzlaşı sağlayabiliriz. 20:19’dan sonraki saatlerde Ay boşlukta (Açısız) ilerliyor olacak.
Pazar gününe geçişte henüz İkizler burcunda ve boşlukta ilerleyen Ay, saat 03:21’de Yengeç burcuna geçiyor. Milli, geleneksel, ailevi konuların vurgu kazanacağı hayli hassas ve duygusal bir gündeyiz. Ay-Merkür karesinin etkin olacağı sabah saatlerinde tartışmalara açık olabiliriz, sözlere dikkat! Önemli-hayati kararlar almak açısından isabetli saatlerde değiliz, zira şartlar ve fikirler ziyadesiyle değişken gözüküyor. Ay-Mars altmışlığının etkin olacağı öğle saatlerinde hem daha enerjik hissedebiliriz, hem de harekete geçmek üzere kararlılık kazanabiliriz. Sportif aktiviteler açısından değerlendirebileceğimiz saatlerdeyiz. Ay-Neptün üçgeninin etkin olacağı akşam saatlerinde fedakarlık, özveri, yardımlaşma vurgu kazanıyor. Girişeceğimiz işlerde uzlaşma şansımız artıyor. Ruhsal, manevi, ilahi konulara vakit ayırabiliriz.
Sevgi, ışık ve umutla!
Öner DÖŞER
27 Eylül 2015, Pazar
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan