Yeni Zellanda’da gerçekleşen deprem, 14 Şubat 2011 tarihinde Güneş’te meydana gelen son beş yılın en büyük patlaması sonrasında Yer manyetik alanının etkilenmesi neticesinde meydana gelmiş olabilir. NASA bu tarihte güneşte X2.2 sınıfında büyük bir patlamanın Dünya’ya yöneldiğini söylemişti. Takip eden günlerde güneş rüzgarları Yer manyetik alanına ulaştı. Sonrasında da Yeni Zellanda’da etkin bir deprem yaşandı.
Japonya’da gerçekleşen deprem öncesinde, 9 Mart tarihinde X1-5 sınıfında güçlü bir Güneş alevlenmesi oluştu ve 10-11 Mart 2011 tarihlerinde Dünya manyetik alanını etkileyerek Jeomanyetik fırtınaya sebep oldu. 11 Mart tarihindeki Japonya depremi de hemen bunun ardından geldi. Aynı gün Endonezya’nın en aktif volkanlarından biri faaliyete geçti.
Bu durumlar bize Güneş-Dünya arasındaki bağlantı ve Güneş aktivitelerinin Dünya üzerindeki etkileri hakkında daha derin düşünmemiz gerektiğini hatırlatır gibi bir mesajdı…
Güneş’teki manyetik alanlar olan Güneş lekeleri sayısıyla, dünyanın manyetik aktivitesi arasında yakın bir paralellik vardır. Güneş lekeleri etkileyen önemli faktörlerden birisi de gezegenlerin pozisyonlarıdır ve gergin gezegensel dizilimler direkt veya dolaylı olarak yeryüzünde oluşan jeomanyetik aktivitenin artmasına neden olurlar.
Dünyanın manyetik alanı Güneş’in ekvator düzleminden geçtiği Mart ve Eylül aylarında daha fazla bozulur, dengesizlikler, değişimler olur. Jeomanyetik fırtınalar, dolunay zamanlarından daha etkindir. 21 Mart 2011 tarihinde hem güneş dünya ekvatorundan geçiyor, hem 19 Mart tarihinde bir dolunay var, hem de bazı gezegenler birbirleriyle dizilimdeler ve bu dizilimlerden bazıları Dünya’yı da içeriyor.
18-22 Mart tarihleri arasında etkin bu Güneşmerkezli dizilimler şöyle:
* Neptün-Venüs-Satürn
* Uranüs-Güneş-Dünya (19 Mart’ta Ay)
* Merkür-Dünya-Satürn
* Jüpiter-Güneş-Satürn
Bu şartlarda, Güneş’le dizilim yapan gezegenlerin etkisinin dolunay tarafından da tetikleneceği 19 Mart 2011 tarihi civarında, dünyanın manyetik alanında bozulmalar neticesinde doğal felaketlerde artış meydana gelebilir. Dolunayın, Dünya’nın manyetik alanında ek bir dengesizliğe neden olduğu bilinmektedir. Şu anda halihazırda etkin olan ve etkisi bir müddet daha devam edecek Jüpiter-Uranüs kavuşumlarında insan hareketleri, doğa hareketleri canlanmaktadır.
Dolunayın gerçekleşeceği ve Güneş’in ekinoks noktasında görüleceği 18-22 Mart tarihleri arasında ve veya Ay’ın maksimum güney deklinasyonunda olacağı 24-25 Mart tarihlerinde dünyanın çeşitli bölgelerinde sel felaketleri, denizlerle-sularla ilgili sorunlar, deprem ve tsunamiler, etkin fırtınalar, çeşitli doğal felaketler görülebilir.
Biraz daha geniş zamanlı olarak alırsak, önümüzdeki yakın süreçte insan eliyle yapılan yıkım, terör ve şiddete yönelik eylemler artabilir. Toplumsal değişimin had safhaya varacağı bu süreçte, kadersel olarak iyice kültürel yozlaşmaya, kutuplaşmaya, kamplaşmaya, kaosa, azgınlıkların adeta azması sürecine çekiliyor olabiliriz, dikkat!
Konu üzerine değerlendirmelerimi Fox TV’ye anlattım ve 14 Mart Pazartesi sabahı 09:45’te yine Fox TV’de Dr. Ömer Çelakıl’ın programında da anlatacağım.
Fox TV ile 11 Mart 2011 tarihinde yaptığım röportajı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz…
http://www.youtube.com/watch?v=Koi_7xWkpE8
http://www.youtube.com/watch?v=be0IgxzNI4E&feature=related
http://www.youtube.com/watch?v=_q5gyNbIxY0
Haftanın Günlere Göre Değerlendirmeleri
Pazartesi günü boyunca Yengeç burcunda hareket edecek olan Ay, ailevi ve milli temaların, duygusal konuların ve güvenlik arzusunun öne çıkacağı bir günde olacağımızı gösteriyor. Ay’ın gün içerisinde gergin açıları olacağından, bu konularda çok rahat olacağımızı düşünmemiz zor gözüküyor. Sabah saatlerinde ay-Plüton karşıtlığı ve ardından Ay-Merkür karesi var. Güne biraz gergin başlayabiliriz. Trafik içerisinde dikkatli olmamızda, sözlerimize dikkat etmemizde, önemli ticari işlerde veya alışverişlerde dikkatli olmamızda yarar var. Öğle saatlerine doğru Ay-Jüpiter karesi etkinleşiyor. Abartılı riskler almaya ve gerek parasal anlamda ve gerekse fırsatlar anlamında müsrif davranmaya eğilimli olabiliriz. Kibirli davranışlardan, boyumuzu aşan işlerden uzak durmak isabetli olur. Akşam saatlerinden itibaren Ay-Satürn karesinin bloke edici ve geciktirici etkileri devreye giriyor. Duygusal anlamda kendimizi doğru ifade etmekte zorlanabiliriz. Kadın figürleriyle ilişkilerde dikkat! Gecenin ilerleyen saatlerinde Ay-Mars üçgeninin hareket getiren, blokajları aştıran olumlu etkileri devreye giriyor. 20.31’den sonrasını kullanmak daha iyi olur.
Salı günü nün büyük çoğunluğunda Ay yine Yengeç burcunda hareket ediyor olacak. Gün boyunca etkin olan Venüs-Satürn üçgeni, ikili ilişkilerimizi dengeleyebilmemiz, yeni adımlar atabilmemiz, sanatsal ve yaratıcılık isteyen projelerde somut sonuçlar ortaya koyabilmemiz için destekleyici çalışıyor. Öğle saatlerine doğru etkinleşecek Ay-Güneş üçgeni, sabah saatlerinden itibaren 12.06’da Ay’ın boşluğa gireceği zamana kadar terfi istemek, başkalarının işlerini idare etmek, yeni risklere girişmek, yatırım yapmak ve spekülatif konular, etkin ve önemli kişilerle görüşmek, toplantılar düzenlemek, ilerleme sağlamak için yardım almak açısından uygun zamanda olduğumuzu gösteriyor. 12:06’dan gece 21:34’e kadarki süreçte Ay boşlukta kalacağından, somut ve kalıcı sonuç beklediğimiz işlere adım atmamamızda fayda var. Ay’ın Aslan burcuna geçişiyle birlikte, sıcaklık, rahatlık ve spontanelik kazanmaya başlayabilir, kendimize güvenimizi öne çıkartarak başarı elde edebiliriz. Ay-Uranüs üçgeninin etkin olacağı gece saatlerinde, hoş sürprizlere ve ilişkilere açık olacağız. Yaratıcı enerjiler de devrede olacak…
Çarşamba günü boyunca Aslan burcunda hareket edecek olan Ay, gün boyunca rahat açılar yapıyor. Güne damgasını vuracak Merkür-Jüpiter kavuşumu, iş ve girişimlerimizde rahat ilerleyebileceğimiz bir günde olacağımızı gösteriyor. Önemli imzalar atmak, konuşmalar veya yazışmalar yapmak, eğitime başlamak, seyahatler yapmak veya organize etmek, sosyal ve kültürel faaliyetler düzenlemek için güzel bir gündeyiz. Akşamüzeri Ay-Jüpiter ve Merkür ile üçgen açısını kesinleştiriyor. Günün en verimli diyebileceğimiz bu saatlerini iyi değerlendirmeliyiz! Eğitsel konulara, yeni öğretilere, maharet ve esneklik isteyen işlere başlamak, zihinsel veya edebi konulara başlamak, avukatlarla, sekreterlerle ve edebi kişilerle irtibata geçmek için, her türlü yeni risklere girişmek, asil ve etkin kişilerle görüşmek, profesyonel kişilerle görüşmek açısından uygun saatlerdeyiz. Gece saatlerinde etkin olacak Ay-Satürn altmışlığı, kendi içimizde huzur ve dengeyi bulabileceğimizi gösteriyor. Önemli konuşmalar, kalıcı adımlar, ailevi ziyaretler, taleplerde bulunmak için güzel bir gecedeyiz…
Perşembe gününün büyük çoğunluğunda Ay Aslan burcunda hareket edecek. Başarı elde etmek için kendine güven, dürüstlük ve cesaret gerektiren bir gündeyiz. Sabah saatlerinden itibaren etkin olacak Ay-Venüs karşıtlığı, bilhassa sabah saatlerinde özel ve sosyal ilişkilerimizle ilgili sıkıntılar çekebileceğimizi gösteriyor. Günün ilk yarısında yeme içmemize özen göstermemizde fayda var. Akşam saatlerine doğru Ay-Neptün karşıtlığı etkinleşiyor. Ay-Neptün sert açıları seyahatler, spekülatif konular, yeni arkadaşlıklar kurmak, aşkla ilgili konular ve evlilik, kontratlar yapmak, müzikle alakalı, artistik veya ruhsal ve psişik konularla ilgili başlangıçlar yapmak, ameliyatlar ve tedavilere girişmek açısından uygun değildir. Özellikle akşam saatlerinden itibaren yanıltıcı, aldatıcı etkiler devreye giriyor, dikkat! Gece saat 22:54’te Ay Başak burcuna geçiş yapıyor.
Cuma günü boyunca Başak burcunda hareket edecek olan Ay, günlük iş ve girişimlerimizde başarı elde etmemizin yolunun titiz ve dikkatli olmak, detaylara iyi odaklanmak, planlı hareket etmek ve egomuzun üstesinden gelip başkalarına servis vermekten geçeceğini gösteriyor. Sabah saatlerinde etkin olacak Ay-Plüton üçgeni, duygusal destek ve güç alışverişlerine işaret ediyor. Hayatımızda önem taşıyan kadın figürlerinden destek görebilir, ailevi temalarda girişim yapmak ve duygusal bağ kurma konusunda girişimlerde bulunmak için bir zaman aralığındayız. Olumlu etki öğleden sonraya da yayılıyor. Öte yandan, gün boyunca etkin olacak Merkür-Satürn karşıtlığı, ticari işlerimizde ve alışverişlerimizde bazı sorunlarla, aksama ve gecikmelerle karşılaşabileceğimizi gösteriyor. Önemli imzalar atmak, anlaşmalar yapmak için pek de ideal bir günde sayılmayız. Yenilikçi fikirlerimizi kabul ettirmekte sorun çekebiliriz. Bu bağlamda, şartları fazla zorlamamak akıllıca olacaktır. Sinirsel gerginlikler riskine karşın, hayatımıza renk katacak sosyal ve eğlenceli aktivitelere yönelmemiz de isabetli olacaktır.
Cumartesi gününün büyük çoğunluğunda Ay Başak burcunda hareket ediyor. Bugün duygusal huzursuzluklardan uzak kalmamızda, eleştirilerimizin dozunu iyi ayarlamamızda fayda var. Gergin enerjiler iş başında! Sabah saatlerinde Ay-Mars karşıtlığının tartışma ve huzursuzluğa davetiye çıkartacak etkileri devrede olacak. Aceleci ve agresif olmaktan kaynaklanacak sakarlıklara ve kazalara açık olacağımız bir gündeyiz. Akşam saatlerinde bu gerginlikler duygusal patlamalara (sadece duygusal değil!) sebep olabilir. Zira 20:10’da Başak burcunun son derecesinde bir dolunay meydana geliyor ve hemen ardından 22:04’te Terazi burcuna geçiş yapacak olan Ay, gece saatlerinde Uranüs ile karşıt açısını kesinleştiriyor. Dolunay esnasında Ay, Dünya’ya en yakın mesafesinde bulunacak. Yaklaşık 19 yılda bir gerçekleşen bu durum astrolog Richard Nolle tarafından SüperAy olarak tanımlanmış. Tarihsel süreçte geri giderek baktığımızda, daha evvelce yaşanan SüperAy civarındaki günlerde aşırı yağışlar ve sel baskınları da arttığını görüyoruz. Tabii bu özel olarak Türkiye için geçerli değil, dünya genelinde bir tespit. Bizim için önemli kısmı ise, gergin duygusal çıkışlara karşı kendimizi frenlememiz, gergin ve karmaşa enerjisi taşıyan ortamlardan uzak kalmamız…
Pazar günü boyunca Ay Terazi burcunda hareket ediyor olacak. Denge ve huzuru sağlamak için daha fazla çaba harcamamız gerekecek bir gündeyiz. Zira Ay’ın bugün zorlayıcı açıları mevcut! Sabah saatlerinde etkinleşecek Ay-Plüton karesi, duygusal patlamalara, güç çekişmelerine, sağlık sorunlarına işaret edebilir. Yeme içmemize çok dikkat etmemiz gereken bir gündeyiz. Özellikle de akşamüzeri saatlerinde. Çünkü bu saatlerde Ay-Jüpiter karşıtlığının abartılara açık hale getiren etkileriyle çok daha belirginleşiyor. Gece saatlerinde Ay-Satürn kavuşumu devreye giriyor. Bu bizde biraz duygusal sıkıntı ve melankoli, endişe ve korku yaratabilecek cinsten bir kavuşum. Hele ki günün gergin açılarından sonra… Ama bu ruh haliyle kalmalı mıyız? Pek tabii ki hayır! Sevdiğimiz kişilerle bir araya gelmek, sevgi paylaşımında bulunmak, dayanışma içerisinde olmak bu depresif ruh halini aşmak için en ideal yol kanımca. Pek tabii evcimen hayvanlarımızla, bitkilerimizle, kısacası sevgi alışverişinde bulunacağımız her şeyle ve herkesle…
Haftanın burçlara göre değerlendirmeleri için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz…
http://www.uzmantv.com/kategori/astroloji/haftalik-yorum
Radyasyon yayılıyor!
Deprem ve tsunamiden zarar gören Japonya‘nın kuzeydoğusundaki Fukuşima 1 nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe yangın çıktı. Japonya Başbakanı Naoto Kan, televizyondan halka hitaben yaptığı konuşmada, 4 numaralı reaktörde yangın çıktığını ve radyasyon oranının tehlikeli bir şekilde arttığını duyurdu. 15 Mart 2011 Salı, 04:14:31
http://www.haberturk.com/dunya/haber/610445-radyasyon-yayiliyor
Astrolojik Değerlendirme
Uranüs’ün Koç burcuna geçiş yapmasıyla birlikte, Oğlak burcunda hareket etmekte olan Plüton ile dik açısı burç bazında etkin olmaya başladı. Uranüs ve Plüton nükleer enerjinin ve radyasyonun temsilcileridir. Kişisel kanımca, önümüzdeki dönemde insanoğlunun başına dert açacak en büyük sorunlardan biri de nükleer radyasyon, nükleer sızıntılar, nükleer patlamalar olacaktır. Bu bağlamda mutlaka önlemci olunmalıdır!
2009 yılı Mart ayında yayınlanan Dönüşüm Zamanı ve 2010 yılı Haziran ayında yayınlanan Büyük Uyanış kitabımdan bu konuyla ilgili tespitte bulunmuştum. Bu kitaplardan iki kısa alıntı yaparak sözlerimi tamamlıyorum:
“Uranüs Uranyum’la, Plüton da Plütonyum’la bağdaştırılır. Bu ikisinin sert açı yapıyor olmaları, güçlü nükleer patlamalara işaret edebilir.”
“Bu kitapta 21 Aralık 2012 tarihine özel önem verilmekle birlikte, insanoğlunun dönüşüm ve yeniden yapılanması ve evrimsel gelişimi adına, en zorlayıcı süreci 2010-2016 yılları arasında düşünmek gerekir. Bu dönem, Uranüs ve Plüton enerjilerinin hüküm süreceği dönemdir. Yeniden yapılanmak için, kökten değişim enerjisinin ortaya çıkartacağı yıkıcı etkileri aşmak gerekecektir. Şüphesiz bu yıkıcı etkilerin başında doğal felaketler gelmektedir. Koç burcundaki Uranüs’ün güçlü enerjisi volkan patlamalarını; Plüton’un Oğlak burcunda olması da hemen depremleri akla getiriyor. Bu iki gezegenin irtibatları, sert fırtına ve kasırgalara, insanların ölümlerine sebep olacak büyüklükte şimşek çakmalarına, nükleer patlamalara, facia niteliğinde büyük kazalar da sebep olabilir. Manyetik bozulmalar ve yön tayinini zorlaştırmalara sebep olacağı söylenen “Manyetik Kutup Kayması” hadisesi de, Uranüs-Plüton karesiyle ilgili olabilir.”
Öner DÖŞER
15 Mart 2011, Salı
ASTROLOJİ OKULU
2012 Felaket Yılı mı Olacak?
14 Mart 2011 tarihinde Habertürk gazetesinden 2012 ve son yaşanan felaketlerle ilgili görüş vermem üzere ricada bulundular. Gönderdiğim yazının tamamının yayınlanacak olduğu söylenmişti. Haber için yer yetersizliğinden kaynaklanmış olabilir. Ama sadece bu kısım okunduğunda, bu konuda vermek istediğim mesajlar yeterince anlaşılamıyor, dahası felaket habercisi görüntüsü veriyor. Ben yazılarımda ve röportajlarımda her zaman konuyu iki farklı boyuttan ve dengeli bir biçimde ele almaya, toplumsal korkuyu körüklemek yerine, uyarıcı, ama bir o kadar da uyandırıcı ve bilinçlendirici bir çizgi izlemeye özen gösteriyorum. Habertürk gazetesine verdiğim görüşün tamamını aşağıda yayınlıyorum. Değerlendirmeyi okura bırakıyorum.
Son yaşadığımız doğal afetler bize Güneş-Dünya arasındaki bağlantı ve Güneş aktivitelerinin Dünya üzerindeki etkileri hakkında daha derin düşünmemiz gerektiğini hatırlatır gibi bir mesajdı. Güneş aktivitelerinin maksimuma ulaşacağı bir sürece giriş yapmış bulunuyoruz. Büyük Uyanış 2012 kitabımda altını çizdiğim gibi, 2012 sürecinde yaşanacaklar her ne ise, Güneş’in bunda majör rol oynayacağını düşünüyorum. Mayalar ve Hopiler gibi daha eski kültürler, Güneş’teki değişimlerin her şeyi etkilediğinin farkındaydılar ve bu konuda dikkate değer bir kavrayış geliştirmişlerdi. Mayalar’ın 2012 kehaneti Güneş Lekeleri Döngüsü’yle ve Venüs Döngüsü’yle bağlantılı gözüküyor. 6 Haziran 2012’de Venüs’ün bu yüzyıldaki ikinci geçişini yaşayacağız. Bu tarih civarında Güneş aktivitelerinin de maksimumda olacağını biliyoruz. İçinde bulunduğumuz Güneş Döngüsü 24’ün, bir önceki Güneş döngüsünden (Güneş Döngüsü 23) %50 daha etkin olacağı tahmin edilen bu dönemin, Mayaların “Uzun Sayım” takviminin bitiş tarihi ile örtüşmesi hiç de tesadüf gözükmüyor. Bu döneme denk gelen gezegen döngüleri ve geometrik açıları, doğal afetlerin artacağı bir süreçte olduğumuzu gösteriyor. Bu konuda 2010-2015 yılları arasının en kritik süreç olduğunu kitaplarımda ve seminerlerimde belirttim. Gelişmeler de bu tahminlerimin doğruluğunu gösteriyor.
21 Aralık 2012 tarihinde Dünya’nın sona ereceğini düşünmüyorum. Etkin ve çok sayıda doğal afetler değişimin önemli bir parçası. Ama asıl değişim, bütün bunları değerlendirecek insan bilincinde olacak. Astroloji’de Güneş yaratıcılığın yanı sıra aydınlanmanın, bilinç ve irade gücünün, farkındalığın temsilcisidir. Güneş aktiviteleri aslında, insanlığın şu anda idrak edemediği üst boyutlara geçmesine yardım edebilecek yararlı ve yaratıcı şanslar sunabilecek enerji akımı oluşturur. Bu yüzden Güneş aktivitelerinin artacağı bu dönemi, bilinçte bir nevi kuantum sıçraması yaratacak bir fırsat, geçiş zamanı olarak da görmelidir.
Evet, oldukça zorlu zamanlardan geçmekteyiz. Evet, güneş aktivitelerinin de etkin olacağı beklenen bu zorlu süreçte büyük çaplı doğal felaketlerle, finansal depresyonlarla, siyasi çalkantılarla karşı karşıya kalabiliriz. Ama eğer insanoğlu bilincini doğru odaklar, gerçekte kim olduğunun ve yaşamını yönlendirme konusunda üzerine düşen sorumluluğun farkına varır, kendinde ve çevresinde gerekli düzeltmeleri yaparsa, gökyüzünde gezegenlerin sert açısal dizilimlerde bulunması neticesinde kriz yaratacak olaylar yaşanılması riski kaçınılmaz olmaktan çıkabilir. Eğer insanlar bir an önce yanlış yönde olduklarını fark eder ve daha iyi yönde değişim gösterirlerse, dünya da bunu takip edecektir. Belki de bu süreçte sorumluluğumuzun farkına varırsak, bilinçli bir şekilde bir şeyleri değiştirmeye çalışırsak, bu değişim dünyanın enerji matrisi üzerinde olumsuz etkileri azaltabilir, hatta olumlu etkiler yaratabiliriz. Modern astrolojide çok güzel bir betimleme vardır: “Karakterimiz kaderimizdir. Karakterimizi değiştirebilirsek, kaderimizi değiştirebiliriz.” Bilinçli düşüncelerimizle etrafımızdaki ve içimizdeki dünyayı etkileme gücümüzü arttırabilme kapasitesine sahibiz. Şunu unutmayalım: Biz değişmezsek, hiç birşey değişmeyecek!”.