Dünya Bankası Grubu ve Uluslararası Para Fonu (İMF) Guvernörler Kurulları yıllık toplantıları 6 – 7 Ekim 2009 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Yıllık toplantılar ikinci kez Türkiye’de yapılıyor. İlk kez 1955 yılında bu alanda ev sahipliği yapan Türkiye, Dünya Bankası ve IMF kurulduğundan beri toplantıların iki kez düzenlendiği tek ülke. Yengeç burcu kapsamındaki yerlerden biri olan İstanbul’un bu yıl dikkat çekeceğini Kritik Zamanlara Doğru başlıklı makalemde Ah İstanbul alt başlığı altında dile getirmiştim: “Bu yıldan itibaren, tutulmaların etkisini göstereceği dönemde İstanbul’un politik, stratejik, ekonomik, kültürel, sosyal ve jeolojik açıdan büyük önem taşıyacak olduğunu düşünüyorum.” Makalenin tamamını okumak için aşağıdaki linkleri ziyaret edebilirsiniz.
http://www.astrolojigazetesi.com/?mode=reading&nID=1992
http://www.astrolojiokulu.com/yazi-detay.asp?makaleID=269
Ödeme güçlüğü içindeki ülkelere yardım eden uluslararası kurum olan IMF, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 45 ülkenin, ana sözleşmeyi imzaladıkları 27 Aralık 1945 tarihinde kuruldu. Aşağıda kuruluş tarihine göre çıkartılmış astroloji haritasını görüyorsunuz.
Haritada çok sayıda gezegen öncü burçlarda yerleşmiş durumda: Güneş 5 derece Oğlak’ta, Neptün 8 derece, Kiron 19 derece, Ay 20 derece ve Jüpiter 24 derece Terazide, Satürn 22 derece ve Mars 29 derece Yengeç burcundalar.
2010 ve 2011 yıllarında, madde dünyasının ana eksenleri olarak gördüğümüz öncü burçlar olan Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak burçlarının üç tanesinden önemli gezegenler (Jüpiter, Satürn, Uranüs, Plüton) geçiş yaparken, bunlardan dördüncüsü olan Yengeç burcunda da önemli Güneş tutulmaları meydana gelmeye devam edecek. Bunlardan en önemlisi 22 Temmuz 2009’da 29 derece Yengeç burcunda gerçekleşen ve 6,5 dakika süren tam Güneş tutulmasıydı. Bir diğer önemli tutulma da, 11 Temmuz 2010’da gerçekleşecek tam Güneş tutulması olacak.
IMF kuruluş haritasının Güneş derecesi üzerine yaklaşmakta olan Plüton, IMF’in yeniden yapılanma sürecinde artık olmazsa olmaz aşamasına gelmiş olduğunu göstermekte. 29 Ekim 2009’da Satürn Terazi burcuna giriş yapmasıyla birlikte, Güneş derecesi tetik almaya başlayacak. 2010 yılı Ocak ayında transit Satürn, IMF haritasının Güneş derecesine yakın dereceden tetiklerken geri harekete dönecek ve tekrar tam tetiğe 2010 yılı Eylül’ünde gelecek. Bu dönemde IMF yönetici kadrosunda ciddi değişiklikler de gündeme gelebilir. Bu dönem, eğer kendi içinde yeniden yapılanma doğru bir şekilde organize edilemezse, bu kurumun hızla sonlara doğru ilerlediği bir sürece dönüşebilir.
Geçtiğimiz Temmuz ayında 29 derece Yengeç burcunda oluşan ve 6,5 dakikayla son 500 yılın en uzun tutulması unvanını taşıyan tam Güneş tutulması, IMF haritasının tam aynı derecede bulunan Mars’ının üzerinde gerçekleşmişti. Bu tutulma, IMF için değişim zamanlarını anlatırken, daha fazla mücadele gerektiren zorlu bir sürece girileceğini de gösteriyordu. Şimdi bu tutulma derecesini tetikleyecek olan transit Mars, 15 Ekim 2009 sonrasının bu zorlu süreçte çok kritik bir noktaya gelindiğine işaret etmekte. Buradan, genel anlamda ekonomik krizin zor bir noktasına varılmak üzere olunduğunu da anlayabiliriz.
Oğlak burcunun 15 Ocak 2010’da, 25 derece Oğlak burcunda bir Güneş tutulması meydana gelecek bu tutulma derecesi IMF haritasının Mars/Satürn orta noktasını tetikleyecek. Bu tutulma esnasında 21 derece Yengeç’te bulunan Güney Ay Düğümü, haritanın Satürn derecesinin üzerinde olacak. Ardından, 11 Temmuz 2010’da 19 derece Yengeç’te tam Güneş tutulması olacak ve bu tutulma IMF haritasının Satürn derecesine çok yakın gerçekleşecek. Bence 11 Temmuz’da gerçekleşecek bu tam tutulma çok, ama çok önemli etkiler doğurmaya gebe. Bunu sadece ekonomik anlamda görmemiz mümkün değil pek tabii ki. Dünyayı geniş çaplı etkileyecek pek çok travmatik durumun da belirginleşeceği bir süreçte olacağını gösterecek bir tutulma olacak bu. Diğer taraftan, insan bilincinin sıçrama yapacağı ve mecburiyetler yüzünden insanoğlunun hızlı gelişim yaşayacağı da bir süreçte olacağız. Bu konuyla ilgili, özellikle bunların nasıl üstesinden gelebileceğimizi araştıran bir çalışma içerisindeyim. İlerleyen zamanlarda bu konuda bazı seminerlerim olacak ve makaleler yayınlayacağım. Ama bu yazı içinde konuyu daha ziyade ekonomi alanında tutmaya çalışıyorum.
15 Ocak 2010 ve 11 Temmuz 2010 tutulmaları, IMF kuruluş haritasının Ay ve Jüpiter dereceleri üzerine de baskı yapıyor. Ne ilginçtir ki, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantılar öncesinde, esnasında ve sonrasında, transit Mars bu dereceleri tetiklemekte. Haritanın zaten zor bir dinamiği olan Mars-Satürn ile Ay-Jüpiter kavuşumları arasındaki kareler, öncü burçlara çok sayıda gezegenin geçiş yapmasıyla birlikte, kritik zamanlarda olunacağının başlı başına bir işaretçisi. 2010 yılı Mayıs sonunda Koç burcuna giriş yapacak olan Uranüs, büyük değişim ve zorlanma zamanlarının asıl 2011 yaz aylarından sonrasında görüleceğini gösteriyor. Bu dönemde transit Plüton da, IMF haritasının Güneş derecesinin tam üzerinde olacak ve belki de bu kurumun, kurulduğu günden bu yana yaşayacağı en zor zamanları işaret edecek. Bu tüm dünyada ekonominin hangi noktada olacağının da bir göstergesi pek tabii ki aynı zamanda. Artık bu tür kurumların, ekonomik anlamda zor durumda olan ülkelere yardım edebilecek yeterlikte olacağını sanmıyorum doğrusu.
Global krizin patladığı Eylül 2008’de aktif olan ve astrolojik olarak bizlerin doğru tahminde bulunabilmesinin temelinde yatan Satürn-Uranüs karşıtlığı, 2010 yılında da aktif olmaya devam edecek. Ekonomik ve hiyerarşik düzenlerin ve kurumların göstergesi olan Satürn, 29 Ekim 2009’dan itibaren transit Plüton ile yaklaşan kare açısına (zorlu bir açı) yine 2009 yılı 15 Kasım’ında varacak. Bu yüzden, ekonomik anlamda yakın bir zamanda sert bir dalgaya girmek üzere olduğumuz açıkça görülmekte. Satürn ayrıca 2010 yılı ilkbahar aylarında Jüpiter’den de karşıt açı almaya başlayacak, ki ekonomik anlamda en zorlu zamanlar bence bu sıralarda belirginleşmeye başlayacak. 2010 Temmuz sonunda Mars-Satürn kavuşumu, Jüpiter-Uranüs kavuşumu ve Plüton arasında oluşacak ve 30 Temmuz’da kesinleşecek olan T-kare açı kalıbı, önümüzdeki yılın belki de en çok mücadele gerektiren ve değişimi şart kılan zamanlarını göstermekte.
Türkiye IMF İlişkileri
TC astrolojik haritasının üzerinde IMF astrolojik haritasını değerlendirdiğimizde, IMF haritasının Mars ve Satürn derecesinin, bizim haritamızın yükselen burcu olan 1. evinin tamamını kapsayan ve parasal konularla ilişkilendirilen 2. evini de kesen Yengeç burcunda olmasına şaşırmamalı. Bu ilişkiler, IMF ile parasal bağımızın ne kadar da kadersel olduğunu açıkça gösteriyor. Bu da bize, neden ilk Stand By Anlaşmamızı yaptığımız 1958 yılından bu yana geçen 49 yılın 27’sini IMF’nin denetimi ve gözetiminde geçirdiğimizi anlatıyor.
Mars ve Satürn’ün zararlı oldukları Yengeç burcunda ortaya çıkartacakları etkinin, pek de yarar üreteceğini düşündüremeyiz. Astrolojik haritamızın 2. evi, bizlerin, yani Türk halkının ekonomik koşullarını, güncel ifadesiyle kesesini, cebini temsil ediyor. Bu şartlarda IMF’den aldığımız desteğin bize yarardan çok zarar getirdiğini görmemek mümkün değil. Bu gezegenler aynı zamanda haritamızın spekülatif hareketleri temsil eden ve özellikle de borsa ile ilişkilendirebileceğimiz 5. evindeki gezegenlerle de sert açısal irtibata sahip. Pek tabii ki IMF haritasının Ay ve Jüpiter gibi iyicil karakterde gezegenlerinin, bizim haritamızın 5. evindeki gezegenlerin üzerinde olup, burada bir fayda ürettiği de bir gerçek. Ama bu hiç de rahat bir şekilde olamıyor. Zira az önce değindiğim gibi, Mars-Satürn ikilisinden sert açılar alıyorlar.
Bu Ne Anlama Geliyor?
Bu şu demek: IMF’den ne zaman piyasaya moral verici destekler alıyoruz veya piyasaya güven veren anlaşmalar imzalıyoruz gibi gözükse, o zaman borsada ve diğer bazı yatırım araçlarında spekülatif bir yükselme oluyor. Bu kısa süreli hareketler için gayet güzel! Ama, az önce değindiğimiz gibi, para evimize zarar veren gezegenleri yüzünden, bunlar sadece piyasayı geçici olarak hareketlendiren kısa süreli spelülasyonlardan öteye gidemiyor. Eğer biz halen IMF’den beklentiler için de olursak, böyle de devam edecek. Kısa süreli moraller vererek borsa şişirilecek, ardından gerçekçi olmayan beklentiler yüzünden vatandaşın cebi zarar görecek.
ATO tarafından yapılan Türkiye-IMF ilişkileri araştırmasından bir paragrafı aynen aktarıyorum: "Türkiye’ye biri çok ağır iki önemli finansal ve ekonomik kriz yaşatan ve yeni krizlere açık hale getiren IMF programlarının temel amacı Türkiye’nin "yüksek borçluluk düzeyini düşürerek, yüksek reel faiz oranlarını kabul edilebilir düzeylere çekmek" olarak açıklanmıştı. Dünyanın en yüksek nominal faizini vermeye devam eden Türkiye, yaşanan onca krize ve ödenen yüksek faturaya rağmen hala yüzde 11-12 düzeyinde ve dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir reel faiz ödemeyi sürdürüyor."
Makelenin tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. Çok da güzel bir başlığı var: Ben Sende Tutuklu Kaldım! Astroloji haritaları da bu kadersel tutukluluk durumunu açıkça gösteriyor zaten yazının başında değindiğim gibi…
http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1107&l=1
Ne Yapabiliriz?
Bence yapabileceğimiz bir şeyler var. Şartlar bu şekilde giderken, kendimizi bu sürece en akıllı şekilde hazırlayabiliriz. Öncelikle, bireysel olarak ekonomik anlamda kendimize çeki düzen verebiliriz. Ülkemiz yöneticilerinden birşeyler beklemek yerine, kendi hayatımızın sorumluluğunu artık gerçekçi bir şekilde ele almamızın zamanı gelmiş durumda. Türkiye ekonomisinin yöneticilerinden ve yönlendiricilerinden beklediğimiz de aynı şey aslında. Ülke olarak kendi başımıza ayakta kalmamız için gerçekçi çözümler üretmeleri. Zira, IMF gibi kurumlardan beklenen desteğin artık fazla bir yeterliliği kalmayacağı, hatta belki de zararlarının daha da artacağı bir sürece doğru ilerliyoruz…
Öner Döşer
5 Ekim 2009, Caddebostan