BÜYÜME VE GELİŞME FIRSATLARI
Son bir yıl içerisinde iki kez daha gerçekleşen Jüpiter-Uranüs karşıtlığının sonuncusunu deneyimliyoruz ve bence bu tekamül sürecimizde gerçekten önemli bir döngüydü!
Tüm döngüler içinde Jüpiter-Uranüs döngüsü tarihsel kayıtların içerisinde en zengin ve en parlak gelişmeleri temsil eder. Başarılı (Jüpiter) bilimsel keşifler (Uranüs) büyük kültürel onur (Jüpiter) kazandırmış ve insan düşüncesinde beklenmedik devrimsel değişimlere (Uranüs) sebep olmuştur.
7 ve 14 yıllık aralarla önemli gelişmeler
Bu ikilinin kavuşumu yaklaşık 14 yılda bir olur ve her kavuşum yaklaşık 14 ay sürer. Bu sürecin yarı zamanına denk gelen yaklaşık 7 yılda bir de bu iki gezegen karşıt açıya gelirler. Bence kavuşumun enerjisini dışarı vuran bu karşıtlık zamanları da insanlığın sıçrama yaptığı dönemlere denk geliyor. Böylesi dönemlerde eğitim, yayıncılık, hukuk alanlarında önemli değişiklikler olur. Bizler bunları bazen pozitif, bazense negatif olarak değerlendiriyoruz. Bu kişiye ve bakışa göre değişmekle birlikte, olması gereken neyse o oluyor. İstesek de istemesek de. Farkında olmamızın ne farkı var diyebilirsiniz. Öncelikli olarak durumu idrak etmemizi sağlıyor. İkinci olarak da eğer yapabilirsek bu durumu kullanmamıza ya da değerlendirmemize yarıyor.
Yukarıları keşfetmek
Jüpiter-Uranüs döngüsündeki kavuşum ve karşıtlık dönemi havacılık ve uzayla ilgili keşif ve gelişmelerin olduğu zamanlarla örtüşmektedir. Jüpiter-Uranüs kavuşumunun Yay burcunda kavuşum yaptığı 1900 yılında Wright kardeşler, ilk havacılık deneyimini gerçekleştirmişti. 2 Temmuz 1900 tarihinde Alman mucit Ferdinand von Zeppelin bir balon yapmayı başardı ve uçurdu. Jüpiter ve Uranüs’ün yakın derecelerde seyrettiği 21 Mayıs 1927 tarihinde Newyork'tan Paris'e uçan Charles Augustus Lindbergh (1902-1974) Atlantik Okyanusu'nu geçen ilk pilot oldu.
Rus Kozmonot Yuri Gagarin’in uzaya giden ilk insan olarak tarihe geçtiği 12 Nisan 1961’de Kova burcunun ilk derecelerinde seyreden Jüpiter, Aslan burcunun daha ileri derecelerinde seyreden Uranüs’e karşıt açıya ilerliyordu.
ABD’li Astronot Neil Armstrong’un Aya ilk adım atan adam olarak tarihe geçtiği 20 Temmuz 1969 tarihinde Jüpiter-Uranüs Terazi burcunun ilk derecesinde kavuşumdaydı!
Büyük keşifler ve icatlar
Toplumsal hayatta önemli gelişmelere sebep olan keşifler ve icatlarla son derece ilişkili olan bu döngü ile ilgili birkaç örnek sıralarsak:
Elektromanyetik indüksiyonun Faraday tarafından keşfedildiği 1831 yılında Jüpiter-Uranüs Kova burcunda kavuşumdaydı.
Telgrafın keşfedildiği 1844 yılında Jüpiter-Uranüs Koç burcunda kavuşumdaydı.
James Clark Maxwell 1865 yılında yayınladığı Elektromanyetik Alanın Dinamik Teorisi (A Dynamical Theory of the Electromagnetic Field) adlı çalışmasının fiziğe katkısı, Isaac Newton’dan sonra fizikteki ikinci büyük birleşme olarak nitelendirildi. Bu dönemde Jüpiter Yay’da, Uranüs İkizler burcunda karşıt açıda idiler.
Edison’un ampulün patentini aldığı 1879 yılında Jüpiter-Uranüs Balık-Başak ekseninde karşıt açıdaydılar.
Yine 1900 yılında Fransız fizikçi Paul Villard gama ışınlarını buldu. Avustralyalı tıp uzmanı Karl Landsteiner A, B ve 0 kan gruplarını keşfetti.
14 Aralık 1900 tarihinde Max Planck, kuantum teorisini Berlin Fizik Birliği’ne sunduğunda Jüpiter-Uranüs Yay burcunda kavuşumdaydı ve pek çok gezegen de bu burçta ilerlemekteydi.
İlk radyo yayınının yapıldığı 1920 yılında Jüpiter-Uranüs karşıt açıdaydı.
Modern kozmolojinin önemli kilometre taşlarından biri olarak astrofizikçi Georges Lemaitre’in Büyük Patlama Teorisini ortaya attığı 1927 yılında Jüpiter-Uranüs Koç burcunda kavuşumdaydılar.
1927 yılındaki kavuşum döneminde Alman fizikçi Werner Heisenberg belirsizlik teorisini ortaya koydu. Alman genetik bilimcisi Hermann Müller x ışınlarını kullanarak Drosophilada suni mutasyonlar oluştuğunu buldu.
Yine 1927 yılında ilk hareketli resim makinesi The Jazz Singer satışa sunuldu.
Ekim 1927’deki toplam 29 fizikçinin katıldığı ve şimdiye kadar bu denli zeki insanın bir araya geldiği ender toplantılardan biri olan Solvay Zirvesi’nde bir araya gelen Niels Bohr, Werner Heisenberg’in ve meslektaşları, Max Planck tarafından ortaya atılan kuantum fizik devrimini zirveye taşıdılar. Jüpiter-Uranüs kavuşumdaydılar.
Televizyonculuk, internet ve bilgisayar teknolojisinde büyük adımlar
Televizyon, internet ve bilgisayarlarla ilgili gelişmelerden bazıları da Jüpiter-Uranüs döngüsüyle örtüşmektedir. İlk televizyon sinyallerinin (transmission) iletilmesi fe buna dahildir. 7 Eylül 1927 de, Philo Farnsworth laboratuvarında bir kamera ve bir verici tüpü kullanarak tek çizgi bir görüntü iletti. Bir yıl sonra insan resimlerinden oluşan görüntüleri kamuoyuna gösterdi. Jüpiter-Uranüs Koç burcunda kavuşumdaydılar.
1968-69 Jüpiter-Uranüs kavuşumu döneminde Gordon Moore ve fizikçi Robert Noyce, adı INTegrated ELectronics'den türetilen Intel'i kurdular. İntel şirketi 1969 yılında kişisel bilgisayar devriminin önünü açacak ilk mikroişlemciyi icat etti. TRT’de ilk televizyon yayınları başlaması da bu döneme denk geldi.
Kişisel bilgisayarların ortaya çıkmaya başladığı 1975-76 yıllarında Jüpiter-Uranüs karşıt açıdaydı. Yeni jenerasyon kişisel bilgisayarların ortaya çıkmaya başladığı 1983 yılında Jüpiter-Uranüs kavuşmaktaydı. Kablosuz teknolojinin ortaya çıktığı 2003-04 yıllarında Jüpiter-Uranüs karşıt açıda ilerlemekteydi.
İsyanlar, manifestolar ve bağımsızlık hareketleri
Jüpiter-Uranüs karşıtlığında inanç sistemlerinde ya da inandığımız ve alışık olduğumuz değerlerde de bazı değişmeler ya da yeni görüş ve bakışlar ortaya çıkabiliyor. Reformist Uranüs’ün inançlarla ilişkili Jüpiter’e karşıt açısı eski inanç kalıplarının kırılması, yenilenmesi anlamına geliyor. Manifestolar, bağımsızlık hareketleri ve isyanlar da Jüpiter-Uranüs döngüsüyle ilişkili gözüküyor. Amerikan Devrimi olarak da bilinen Amerikan Bağımsızlık Savaşının başladığı 1775 yılında Jüpiter-Uranüs kavuşumdaydılar. Bundan 14 yıl sonra, Fransız Devrimi, Bastil İsyanı döneminde de yine Jüpiter-Uranüs kavuşumu vardı. 1879 yılı civarında Avrupa’da her yerde devrimler vardı: Belçika, Polonya, İrlanda’da devrimler; Batı Hindistan’da köle isyanı, İngiltere ve Almanya’da radikal düşünce akımları…
İsyankarlık ve karşı duruş nitelikleriyle bağdaştırılan Uranüs’ün geniş kitleye yayılma enerjisi yayan Jüpiter ile Yay burcunda kavuşumda olduğu 1900 yılı Haziran ayında bu isyankar enerji yine güçlü bir şekilde devrede idi ve geniş alana (Jüpiter-Yay) yayılmak üzere vaktini beklemekteydi. 20 Haziran 1900 tarihinde Çin'de Boxer’lerin kışkırtmasıyla (Uranüs) bütün yabancıları ülkeden atmayı amaçlayan (Jüpiter ve Yay burcu) ve devletten destek gören köylü ayaklanması bu enerjinin patlak verdiği zamanlardan bir tanesiydi. Tutulmalar da İkizler/Yay burcu ekseninde seyretmekteydi bu dönemde.
1927’deki Jüpiter-Uranüs kavuşumu döneminde Asya’da önemli gelişmeler vardı. Komünistler Kuomintang’tan ayrılarak Nanjing’te bağımsız bir hükümet kurdular. Yine 1927’de Britanyalılar Irak’ın bağımsızlığını tanıdılar.
1968-69 yıllarında Başak burcundaki Jüpiter-Uranüs-Plüton dizilimi döneminde büyük kolektif patlamalar, gösteriler, grevler, protestolar, (dünyanın her yanında ) kolej ve üniversitelerde öğrenci isyanları, protestoları. Müzik ve diğer sanatlarda zengin yaratıcılık patlamaları, radikal düşünce akımları, kültürel, teknolojik, bilimsel alanlarda hızlı gelişmeler vardı. Radikal feminizmin zirve yapması, gaylerin özgürleşmesi, Chicago’da ilk kez kadınların özgürlük konferansı da bu döneme denk geliyordu.
Vizyon kazanma, perspektif genişlemesi
İnsanların görüşlerini genişleten olayların, yayınların, sanatsal alanda gelişmelerin de Jüpiter-Uranüs döngüsüyle bağlantılı olduğunu görmekteyiz. 1720 yılında Terazi burcundaki Jüpiter-Uranüs kavuşumu civarındaki dönemde Mozart ve Haydn, Beethoven, Wagner, Stravinsky gibi müzisyenler çok yaratıcı çalışmalar ortaya koymuşlardı.
1900 yılında Yay burcunda kavuşum yapan Jüpiter-Uranüs ikilisinin İkizler burcundaki Plüton ile karşıt açıda olduğu döneme denk gelen Sigmund Freud’un “Rüyaların Yorumu” kitabı psikanalizde devrim yarattı ve bu bilimin kurucusu olarak kabul edildi.
Yine 1900’deki bu güçlü kavuşum döneminde Britanyalı arkeolog Arthur Evans Girit’teki Minos uygarlığının varlığını keşfetti.
1914 yılında Kova burcunda Jüpiter-Uranüs kavuşumunun gerçekleştiği dönemde Joyce, Proust, Kafka, Yeast, Eliot, Stein, Lawrence ve Woolf gibi yazarların önemli eserler verdiğini görüyoruz.
1927 yılındaki Jüpiter-Uranüs kavuşumu döneminde Alman düşünür Martin Heidegger Varlık ve Zaman isimli eserini yayınladı. Aynı yıl Britanyalı yazar Virginia Woolf Deniz Feneri adlı kitabını yayınladı.
Einstein ve Rölativite teorisi
Bilim tarihinde kilometre taşı olarak kabul edilen gelişmeler büyük bir tutarlılıkla Jüpiter-Uranüs döngülerine denk gelmektedir. Önemli bilim insanlarının haritalarında da bu ikilinin açılarının ve döngülerinin çok etkili olduğunu görürüz.
Einstein’in rölativite teorisi yine bir Jüpiter-Uranüs döngüsüyle çakışmaktadır. Fizikçi Arthur Eddington ve Frank Dyson’un tutulma hesaplamaları Einstein’in ışığın yerçekimsel alanda eğilmesi teorisini kanıtlamıştı. Einstein’in bu teorisi insan düşünce tarihinde en büyük başarılardan biridir. Bu gelişmenin ardından tüm gazete ve dergilerde yer alan Einstein şimdiye kadarki tarihte en büyük deha ilan edildi. (Kasım 1919) Transit Uranüs’ün, Einstein’in haritasında 9.evde yerleşen Jüpiter’i tetiklediği bir zaman dilimiydi. Transit Plüton haritasının Yükselen derecesinde seyretmekteydi. Büyük bir mücadeleden galip çıkma, güç kazanma zamanlarıydı. Transit Güney Ay Düğümünün Natal haritada Plüton’un bulunduğu dereceye izdüşmesi hiç de tesadüf değil ve önceden vaat edilenlerin gerçekleştirilmesi zamanlarında olunduğunu göstermekte…
Anahtar sözcükler
Jüpiter-Uranüs döngüsünün bağlantılı olduğu konu başlıklarını inceledik ve çok şey öğrendik. Bugün sonuncusunu deneyimlediğimiz Jüpiter-Uranüs karşıtlığı için önümüzdeki döneme yansıma bulacak gelişmeler açısından bize ipucu sunacak anahtar kelimeler üretsek bazıları şunlar olurdu:
Ani açılımlar ve uyanışlar, genişleyen ufuklar
Kısa zamanda gelişen büyük buluşlar ve icatlar, had safhaya varan yaratıcılık
Büyük bir gelişim, kültürel evrim, radikal değişimler
Mutlu uyanışlar, yeni başlangıçlar, beklenmedik iyi şanslar, olağanüstü bilinç genişlemesi,
Psikolojik yeniden doğum, sevinç dolu entelektüel ve zihinsel gelişim
Birden radikal biçimde yükselen idrak, mutluluk, canlılık, zirvede deneyimler
Yeni boyutlara taşıyan ani entelektüel ve kozmolojik ufuklar
Bilinen zaman ve uzay kavramının değişmesi, gelişmesi
Aha! deneyimleri (keşifçi)
Havacılık ve uzay uçuşları alanında önemli gelişmeler
Sınırları aşmak, yerçekimini aşmak, yükselmek, özgürleşmek, daha geniş uzaya yayılmak
Bilim ve teknoloji alanında çok hızlı gelişmeler
Ani olaylarla kazanılan farkındalıklar ve bilinçte büyük sıçramalar
Eminim siz daha fazlasını üretebilirsiniz…
Sevgi, ışık ve umutla!
Öner Döşer, AMA, ISAR Cap
Profesyonel Astroloji Organizasyonu (OPA) Türkiye Temsilcisi, APAI üyesi
Astroloji Okulu, 28 Eylül 2017
OPA Türkiye Facebook Sayfası