29 Temmuz Haftası DAVUDUN YILDIZI
Pazartesi günü gökyüzünde Ay, Jüpiter-Mars, Venüs, Satürn, Plüton, Neptün’ün yaklaşık 60’ar derecelik açıda bulunmalarıyla Davud’un Yıldızı olarak da tanımlanan Büyük Altmış açı kalıbı oluşuyor. Nadir oluşan bu Mükemmel Formasyon, altmış ve yüzyirmi derecelik açılardan oluştuğu için denge ve uyum göstergesi olarak tanımlanmıştır.
Mademki Büyük Altmışlık 6 adet altmışlık açıdan oluşuyor, o zaman altmış derecelik açının karakteristiğini tanımak gerekir. Altmışlık açı, bir burçta bulunan bir göstergeden diğer bir göstergenin bulunduğu burca kadar iki burçluk mesafe olduğunu gösterir. Altmışlık açı, farklı fakat birbirine uyumlu elementler arasında meydana gelir. Yani farklı niteliklerin bir araya getirilmesi söz konusudur ve bu da ancak karşılıklı gayret ve vericilik sayesinde olacaktır. Farklı olan iki şeyin bir araya gelmesinde, bir araya gelen varlıkların içgüdüsel doğalarının ihlali değil, ifade edilebilmesi söz konusudur. Bu birleşme gönüllü olarak gerçekleşmiştir ve bu birleşmede varlıkların aralarındaki farklar birbirlerini tamamlamaktadır. Birlikte, tek başlarına olduklarından daha mükemmel yeni bir bütün oluşturabilirler. İnsanlarda bu güç aşk şeklinde deneyimlenir. Ama burada ortaya çıkan şey romantik aşk değil, insan sevgisidir. Bu gönüllü birliktelik, insanları zorlamaya veya karşılıklı faydaya dayalı birlikteliklerden daha sıkı bir şekilde bir arada tutar.Altmış derecelik açı uyum ve paslaşma göstergesi olmasıyla Venüs’e benzerdir. İki varlığın sevgi dolu birlikteliğini, insancıl bir biçimde yardımlaşmasını ve işbirliği içerisinde birlikte hareket etmesini anlatır.Astroloji’de, gezegenlerin sayısal karşılıkları vardır. Venüs’ün sayısal karşılığı 6’dır. Karakterinde insancıl öğeler barındıran 6 sayısı, bütün koşullar altında sevmeye ve mutlu etmeye dayalıdır. Evrensel dost arketipidir. Yardımlaşma teması içerir.
30 Temmuz 2013 Salı günü öğle saatlerine kadar çok etkin olacak, gezegenlerin 360 derecelik Zodyak’ta eşit aralıklarla dağılmasıyla oluşan bu Büyük Altmış açı kalıbını oluşturan gezegenler toprak ve su elementinde bulunuyor ve bu iki elementin birbiriyle dengeli, uyumlu bağlanmasını sağlıyor. Dolayısı ile fiziksel ve maddi olanla, gözle görülemeyen ve manevi olan birbirlerine uyumlu ve dengeli olarak bağlanıyor. Hayalini kurduğumuz ve idealize ettiğimiz şeyleri gerçekleştirebilme şansı veriyor. Esin dolu yaratıcılığımızı biçimler dünyasına somut bir şekilde yansıtabileceğimizi, pratik ve verimli hale getirebileceğimizi gösteriyor.
Davud'un Yıldızı'nı oluşturan ve birbirlerine altmışar derecelik açılarla bağlanmış gezegenleri kullanarak şu olumlu gelişmeleri kaydedebiliriz:
Boğa'daki Ay altmış Yengeç'teki Mars-Jüpiter: Fiziksel (Boğa) ve duygusal (Yengeç) güvence yaratmak için, bir aile gibi (Ay) hep birlikte (Jüpiter) hareket etmek üzere eyleme geçmek, hangi inançtan ve dinden kişiler (Jüpiter) olursa olsun, büyük bir aile gibi (Ay-Jüpiter) yardımlaşma içerisinde olmak.
Yengeç'teki Mars-Jüpiter altmış Başak'taki Venüs: Büyük bir aile gibi olduğumuzu, birbirimizle duygusal bağ içerisinde olduğumuzu fark etmek (Yengeç, Mars, Jüpiter) ve insanlığın faydası için sevgi ve barış ortamı oluşması için problem çözme yeteneğimizi ortaya koymak, bunları sözde yaşamak değil, pratiğe dökmek (Venüs, Başak).
Başak'taki Venüs altmış Akrep'teki Satürn: Barış ve huzur ortamı oluşturmak için ilişkilerde titiz ve dikkatli davranmak (Venüs, Başak), birbirimizi rencide eden ve duygusal anlamda yaralayan şeylerin farkına varmak (Satürn, Akrep) ve korkmadan birbirimizle derin bağlar oluşturmak (Satürn, Akrep), sahip olduğumuz kaynakları paylaşmak (Satürn Akrep), kaynaklarımızın müşterek olduğunun farkına varmak (Satürn, Akrep). Duyguarımızı bilgece kontrol altında tutmayı başarıp (Satürn, Akrep), ilişkilerde birbirimize karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirerek (Venüs, Başak), dengeli ilişkiler oluşturmak.
Akrep'teki Satürn altmış Oğlak'taki Plüton: Müşterek kaynak ve değerlerimizin (Satürmn, Akrep) farkına varıp, dünyadaki düzenin dönüşmesine (Plüton, Oğlak), eski dünya düzeninin yerini yeni dünya düzenine bırakmasına katkıda bulunmak (Plüton, Oğlak), dönüşüm krizlerini yapıcı yönde kullanmak ve yeni yapılar, sistem ve düzenler oluşturmak.
Oğlak'taki Plüton altmış Balık'taki Neptün: Fiziksel dünyada yaşadığımız dönüşümlerin (Plüton, Oğlak), ruhsal alemde de yansımalarının olduğunun farkına varmak (Neptün, Balık), eski dünya düzeninin (oğlak) çözülerek (Neptün) dönüşmesine (Plüton) yardımcı olmak, yaşanan dönüşüm krizlerinin (Plüton, Oğlak) aslında ruhsal aydınlanma yaratmak üzere tasarlandığının (Neptün, Balık) farkında olmak, dünyevi dönüşümlerin (Plüton, Oğlak) evrensel plana hizmet etmesine (Neptün, Balık) hizmet etmek üzere şimdi burada olduğumuzun farkında olmak ve buna bilinçli olarak hizmet etmek (Plüton, Neptün).
6 adet 60 derecelik açıdan oluşan bu açı kalıbı sadece rahat ve uyumlu akışı göstermiyor tabii ki. Bu açı kalıbı, bünyesinde 3 adet karşıtlığı da barındırıyor. Yani zıtlaşma ve gerginlik enerjisini de taşıyor.
Ay-Satürn karşıtlığı: Duygusal bastırma, depresif etkiler, kadınlarla sorunlar, ailevi sorunlar
Venüs-Neptün karşıtlığı: İlişkilerde hayal kırıklığı, pasif çözülme, aldanmalar, yanılgılar
Mars-Plüton karşıtlığı: Sert ve şiddete yönelik eylemler, katliamlar, patlamalar, suikastlar
Bu gergin açıları göz önüne aldığımızda, çok naif bir enerji taşıdığından bahsedemeyeceğimiz bu açı kalıbıyla karşı karşıyayız… Üstelik bu formasyon gökyüzünde oluştuğu esnada sabit burçlarda Ay-Güneş-Satürn arasında da stresli T-kare açı kalıbı oluşuyor. Bu zorlu açı kalıbı halk (Ay) otorite (Güneş) arasında kontrol altında tutma ve dikta etme (Satürn) eğilimi yüzünden yaşanması muhtemel sorunları gösteriyor. Günlük ilişkilerimize indirgersek kadın (Ay) erkek (Güneş) ilişkilerinde sorunlar, kopma, ayrılma, küskünlük, soğuma ve uzaklaşma (Satürn) riski hayli fazla. Zaten su elementi yoğunluğu olduğu için hassasiyet ve kırılganlık eğilimi hayl fazla bugünlere. Ay ve Güneş'in klasik astrolojide en büyük kötücül olarak tanımlanan, hatta Adem (Güneş) ve Havva'nın (Ay) cennetten kovulmasına sebep olan Şeytan ile bile bağdaştırılan Satürn ile gergin açı formu oluşturması, pek de hayra alamet olarak yrumlanmayabilir…
SAVAŞ İŞARETÇİSİ Mİ, YOKSA KOLEKTİF AYDINLANMA İŞARETÇİSİ Mİ?
İnternet üzerinde biraz araştırma yaptım, yabancı astrologlar Büyük altmış açı kalıbı hakkında neler yazmışlar diyerek. Bazı astrologlara göre Davud'un Yıldızı olarak tanımlanan bu formasyon, İsa'nın ikinci kez gelişinin, Deccal'in ve ordularının işbaşında olacağının işaretçisi olarak görülüyor. Bazılarınca bir nevi Kozmik Geometrik Anahtar, ruhsal dünyaya açılan kapı olarak; bazı astrologlarca ise bölgesel şiddetli çatışmaların, hatta 3. Dünya Savaşı’nın çıkacağına bir işaret olarak algılanıyor. Kimileri ise, bu açı kalıbının oluşmasını sadece bir müddet sağlayacak olan Ay'ın hızlı hareket eden bir gökcismi olmasından dolayı, bu açı kalıbını pek de etkin görmüyor. Genelleme yaparsak, çoğunluk kolektif aydınlanma işaretçisi, bir kısım da savaş işaretçisi olarak görüyor Davud'un Yıldızı'nı…
Peki hangisi? Bence her ikisi de olabilir… Bu BİZE bağlı…
Gökyüzündeki gezegen pozisyonları bizlere, kadersel olarak nasıl bir süreçten geçmekte olduğumuzu gösteren birer işaretçidir. Ama geleceğimizi belirlemezler. Geleceğimizi, bu gezegensel etkilere ya da içinden geçtiğimiz sürece verdiğimiz tepkilerle BİZ belirliyoruz. Daha doğrusu, verdiğimiz bireysel ve kolektif tepkilerle nasıl bir gelecek oluşturacağımızı belirliyoruz…
Her şeyin sahibi olan Allah, ezelde bizim ilahi düzen olarak tanımladığımız düzeni kurmuş ve sistemin nasıl işleyeceğini belirlemiştir. O Kadir-i Mutlak'tır. O, kurduğu bu mükemmel sistemin işleyişi içerisinde yeryüzüne gönderdiği insana, bu sisteme nasıl tepki vereceğini belirlemesi ve bilinçli davranışlar ortaya çıkarması için irade vermiştir. Buna cüz-i irade diyoruz. Böyle olmasaydı, yaptıklarımızın hesabı bizfen sorulmazdı. Dünya, ruhsal gelişimimiz için bir imtihan sahası ve imtihan her an devam etmekte. İmtihan gereği karşılaştığımız durumlarda nasıl tepkiler verdiğimiz sürekli olarak kayıt altına alınmakta. Bugünlerde etkin olan gezegen dizilimleri ve 29 Temmuz'da gezegenlerin çoğunluğunun birbirlerine 60'ar derecelik açılarda yer almasıyla oluşan ve nadir görülen Davud'un Yıldızı olarak tanımlanan geometrik açı formu, önemli bir imtihan sürecinde olduğumuzu göstermekte…
Davud'un Yıldızını oluşturan ana şablon biri aşağı biri yukarı bakan iç içe geçmiş iki üçgendir. Astrolojik açıdan ele aldığımızda toprak ve su elementi burçlar arasında iki adet Büyük Üçgen oluşmaktadır. Bunlardan toprak elementi burçlarında oluşan Büyük Üçgen açı kalıbı, Mars ve Jüpiter kavuşumunun karşıt açı oluşturmasıyla Uçurtma açı kalıbına dönüşüyor. Su elementi burçlarında oluşan açı kalıbı da, Plütonun karşıt açı oluşturmasıyla yine Uçurtma açı kalıbına dönüşüyor. Yani, iki adet Uçurtma oluşuyor ve bu iki uçurtmanın itici noktalarını Mars-Jüpiter ikilisinin Plüton ile karşıtlığı oluşturuyor. Uçurtma açı kalıbının oluşması için Büyük Üçgen'in ayaklarından birinde bulınan gezegeni tetikleyen dördüncü gezegen, Büyük Üçgen'in potansiyelin aktif eder. Bu şartlarda, odaklanmamız gereken, bize süreç hakkında ve olayların nasıl gelişeceği yönünde önemli bilgiler verecek, aynı zamanda bu süreci tetikleyecek olan bu karşıtlık: Yengeç burcundaki Mars-Jüpiter kavuşumunun Oğlak burcundaki Plüton ile karşıtlığı…
Her astrolog, uyumsuzluk işaretçisi olan karşıt açıyı gördüğü yerde dengesizlik ve olumsuzluk ortaya çıkacağını düşünür. Genel anlamıyla bu bilgi doğrudur. Karşıtlığı ifade eden gezegenler arasında iletişim uyumsuzdur; bu iki gezegenin enerjisi ve astrolojik olarak ifade ettiği sembolik anlamlar arasında zıtlaşma, çekişme, anlaşmazlık söz konusudur. Ama karşıtlığın bir de birbirini tamamlama ve bütünleşme arzusu, birbirini anlamaya gayret etme güdüsü ve farkındalık enerjisi taşıyan yönü vardır. Mars-Jüpiter kavuşumunun Plüton ile karşıtlığının günlük hayatımıza nasıl etkiler taşıyabileceğini, hayatımızda ne türde testlerden geçmek üzere olduğumuzu, bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi veya enerjiyi nasıl olumluya yönlendirebileceğimizi, etkilere nasıl tepkiler vereceğimizi anlamamız için, bu açıyı her iki yönden de ele alacağım.
Yıkıcı kullanım: Mars-Jüpiter kavuşumunun Plüton ile karşıtlığı hayata bakış, din ve inançlar, etik ve ahlaki ve kültürel değerler, hukuksal ve finansal konularda (Jüpiter) çalkantı, agresyon, şiddetli eylemler, savaş atmosferi oluşmasına (Mars) ve bu agresyonun ortaya çıkmasını kışkırtan, manüple eden güç odaklarının (Plüton), insanlık üzerinde oynanan oyunların (Plüton) aktif olacağını işaret edebilir. Bunun sonucunda pek çok ülkede, özellikle halihazırda büyük agresyon yaşanan Mısır, Suriye, Tunus, Libya gibi Ortadoğu ülkelerinde bölgesel agresyon ve şiddet daha da tırmanır, büyük çaplı insan kayıpları, yaralanmalar yaşanabilir. Amerika zaten yardıma veya bölgenin istikrar kazanmasına gönüllü değil, İslam ülkeleri de bu bölgelerde yaşananlara, şidet ve katliamlara karşı gerekeni yapmaz, politik sebeplerle ya da tüm bu olayları kışkırtan güç odaklarıyla ters düşme korkusuyla sesini yükseltmez ve halihazırda yaşanan insanlık dramı daha da büyür. içsavaşlar, bölünmeler artar. Dinsel konular veya görüşler yüzünden çatışmalar, suikastlar devam eder. Bu karşıtlığın nasıl çalıştığını görüyoruz son günlerde. Mısır'da yaşanan katliamlar, Tunus'ta Halk partisi lideri laik ve milşiyetçi kimliğiyle tanınan Muhammed el Berihimi'nin süikasta kurban gitmesi, Libya'da siyasi İslam karşıtı görüşleriyle tanınan ülkenin önde gelen aktivistlerinden Abdülselam el Mesmari'nin suikasta kurban gitmesi bu etkiye güncel örnekler… Bu gergin açı, kazalar, yangınlar gibi Mars doğasındaki etkilere de dikkat çekiyor ve işin içinde Jüpiter de olduğu için dikkat edilmezse yangınların geniş alana yayılabileceğini, yıkıcı ve geri dönülemez zararlara sebep olabileceğini düşündürüyor. Önümüzdeki süreçte çok dikkatli olunması lazım bu konuda da. Tedbir almak ve haffe almamak, ihmalkar davranmamak çok ama çok önemli sonuçları açısından…
Yapıcı kullanım: Mars-Jüpiter kavuşumunun Plüton ile karşıtlığının güçlü ve değiştirici enerjisini insanlık ailesi olarak sıçrama adımı olarak kullanabiliriz. Hangi inançtan, kültür ve anlayıştan olursa olsun (Jüpiter) adeta büyük bir aile gibi (Jüpiter Yengeç'te) dayanışma, yardımlaşma enerjisi içerisinde tepkiler verebilir (Mars Yengeç'te), bölgesel agresyonların üstesinden gelme yönünde eyleme geçebilir (Mars Yengeç), yaşanan katliamlara, insanlık dramına artık DUR diyebilir (Yengeç'teki Mars-Jüpiter karşıt Oğlak'taki Plüton) yozlaşmış yapı ve sistemlerin, artık bize hizmet etmeyen eski dünya düzeninin dönüşmesi yönünde büyük katkılar sağlayabiliriz (Plüton Oğlak'ta). Dayanışma içerisinde ve farkındaığı yüksek bireyler ve toplumlar olarak kışkırtarak, manüple ederek, elindeki maddi ve manevi gücü kullanarak baskı oluşturan ve insanlığın pozitif yönde gelişiminin önünü tıkayan güç odaklarının oyunlarını bozabiliriz. Bu çok zor olabilir, ama İMKANSIZ DEĞİL!
Bu güçlü enerjiyi hangi yönde kullanacağımıza gerek bireyler, gerekse toplumlar olarak biz karar vereceğiz. Her zaman altını çizerek vurguldığım gibi SEÇİM BİZİM!…
——- 0 ——-
Haftanın günlere göre detaylı değerlendirmelerine gelince…
Pazartesi günü erken saatlerinde Ay henüz Koç burcunda ve boşlukta ilerliyor. Sabah 07:42’de Ay Boğa burcuna geçiyor. Sağlam ve tutarlı hareket etme arzusunda olacağımız bir gündeyiz. Öğle saatleri civarından itibaren etkinleşecek Ay-Neptün altmışlığı, empati ve duygusal destekleşme işaretçisi. Ruhsal ve manevi konular ve yaratıcılık isteyen uğraşlara yönelmek açısından harika saatlerdeyiz. Ay-Neptün altmışlığının kesinleşmesiyle birlikte Büyük Altmışlık da oluşmaya başlıyor. Ay’ın bir sonraki açısı Satürn ile karşıtlık. Bu açının etkin olacağı ikindi saatleri civarında engellenme, gecikme, duygusal anlamda baskı hissi artıyor. Ay-Güneş karesinin etkin olacağı akşam saatlerinde otorite çekişmeleri, özel ilişkilerde gerginlik riski hayli fazla. Bu açının ardından Ay-Jüpiter altmışlığı geliyor ve gece saatlerinde rahatlamaya başlıyoruz. İyimser ve pozitif etkiler devreye giriyor. Ay-Venüs üçgeninin etkin olacağı gecenin ilerleyen saatlerinde iyice gevşiyoruz. Uyum ve uzlaşma etkin bir biçimde devreye giriyor. Aşk ve ilişkiler açısından şanslı bir akşamdayız. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ay-Plüton üçgeninin duygusal anlamda destek almaya yönelik olumlu enerjisi devrede olacak gece boyunca.
Salı günü boyunca Ay Boğa burcunda ilerliyor. Huzurlu ve dengeli bir gündeyiz. Yapıcı etkiler ağırlık tutuyor. Sabah erken saatlerde Ay-Mars altmışlığının gücü, enerjiyi ve eforu dengeli ve etkin kullanmaya yönelik olumlu etkileri sabah erken saatlerden itibaren aktif olacak. Günün ilk yarısında kendimizi aktif ve dinamik hissedebiliriz. Ay-Merkür altmışlığının etkin olacağı öğle sonrasındaki saatlerde iletişim daha yapıcı ve dengeli akıyor. Fikir ve görüşlerimizi kabul ettirebileceğimiz, toplantılar, anlaşmalar, yazışmalar açısından isabetli saatlerdeyiz. İyi değerlendirebiliriz. 18:57’de Ay boşluğa giriyor ve günün geri kalanında Boğa burcundaki ilerlemesine açısız devam ediyor. Gün boyunca etkili olacak Venüs-Plüton üçgeni, özel ve sosyal ilişkilerde bağların güçleneceğinin işaretçisi. Aşkta yoğunlaşma, tutkular ve derin bağlar söz konusu.
Çarşamba gününün büyük çoğunluğunda Ay Boğa burcunda ve boşlukta ilerliyor. Ay'ın boşlukta olması, içinde ilerlediği burçtan çıkana kadar önünde temel açı yapacağı gezegen olmaması durumudur. Açılar olayların ne yönde gelişeceğini belirttiğinden, açı olmaması, olayların ne yönde gelişeceğinin belli olmaması, belirsizlik anlamına gelir. Bu yüzden Ay'ın boşlukta olduğu zamanlarda somut ve kalıcı işler için girişim yapılması önerilmez. Ama günlük iş ve aktivitelerimizi devam ettirmemiz açısından değil, yeni girişimler ve alınacak kararlar açısından bu böyledir. Ay boşlukta iken hiçbir şey yapmayalım anlamına gelmez. 18:41’de İkizler burcuna geçiş yapan Ay, iletişimi bol, hareketli ve tempolu bir gecede olacağımızı gösteriyor.
Perşembe günü boyunca Ay İkizler burcunda ilerliyor. Magazinel haberlerin, yazışma ve konuşmaların, açıklamaların vurgu kazanacağı çok hareketli bir gündeyiz. Ay-Neptün karesinin henüz etkin olacağı sabah erken saatlerde yanlış kararlar, yanılgılar, duygusal iniş çıkışlar ve belirsizlik enerjisi var. Ay-Güneş altmışlığının etkin olacağı öğle saatlerinde gerek iş ve gerekse özel ilişkilerimizde dengeyi sağlayabileceğiz. Aşk ve ilişkiler, ebeveynlerle ilişkiler, önemli ve etkin pozisyondaki kişilerle görüşmeler açısından değerlendirebiliriz öğle sonrasındaki saatleri. Ay-Venüs karesinin etkin olacağı akşam saatlerinde ise ilişkilerde geçici gerginlikler ve yanlış anlaşılmalara davetiye çıkarabilecek etkiler söz konusu. Ay-Uranüs altmışlığının devreye gireceği akşamın ilerleyen saatlerinde hoş sürprizler ya da beklenmedik pozitif davranışlarla gergin enerjileri yumuşatabiliriz. Yaratıcılığımızı kullanmanın zamanıdır! 19:48’de Ay boşluğa giriyor ve günün geri kalanında Ay ilerlemesine boşlukta (açısız) devam ediyor.
Cuma günü boyunca Ay İkizler burcunda ve boşlukta ilerliyor. Belirsizlik ev kararsızlık enerjisi hakim olabilir, ama bu durum bir şeylerin olumsuz gideceğini göstermiyor. Gün boyunca etkin olacak Venüs-Mars altmışlığı, özel ve sosyal ilişkilerde olumlu gelişmelere işaret edebilir. Denge ve uyumu kolayca yakalayabiliriz. Ortaklaşa işlerde güzel gelişmeler kaydedebiliriz. Artistik ve sanatsal becerilerimizi, yaratıcılığımızı güzel bir şekilde ortaya koyabiliriz. Bu olumlu etkiler özellikle de gece saatlerinde çok belirgin. Değerlendirebiliriz.
Cumartesi günü erken saatlerinde henüz İkizler burcunda ve boşlukta ilerlemekte olan Ay, sabah 07:29’da Yengeç burcuna geçiyor. Ailevi ve milli temaların, ulusal değerlerin önem kazanacağı bir gündeyiz. Duygusallık, sahiplenicilik ve aidiyet duygusu da vurgu kazanabilir, her zamankinden daha fazla duygusal eğilimler gösterebiliriz. Gün genelinde olumlu, yapıcı etkiler söz konusu. Ay su elementindeki Büyük Üçgen açı kalıbını tetikliyor. Manevi değerler ve konularda olumlu gelişmeler kaydedebiliriz. Bu olumlu etkiler öğle saatlerinden itibaren etkinleşmeye başlayacak Ay-Neptün üçgeni ile kendini belli etmeye başlıyor. Hayal gücü ve yaratıcılık, fedakarlık, özveri, empati, yardımlaşma temaları vurgu kazanıyor bu saatlerde. Ay-Satürn üçgeninin etkin olacağı akşamüzeri saatlerinde girişeceğimiz işlerden somut ve kalıcı sonuçlar alabiliriz. Hayalini kurduğumuz şeyleri pratiğe dökebiliriz. Tabii gayret ve efor sarf etmek kaydıyla (Satürn). Ay-Jüpiter kavuşumunun hem ruhsal ve manevi, hem de duygusal anlamda genişletici ve ferahlatıcı etkilerinin egemen olacağı gece saatlerini manevi ve ruhsal temalara yönelmek üzere kullanabiliriz. Dileklerimizin gerçekleşmesi yönünde şanslı etkiler hakim geceye…
Pazar günü boyunca Ay Yengeç burcunda ilerliyor. Duyguların çok vurgu kazanacağı, duygusal tepkilere, alınganlıklara ve kırgınlıklara açık bir gündeyiz, dikkat! Sabah erken saatlerde henüz Ay-Plüton karşıtlığının gergin ve çekişmeli etkileri devrede. Ay-Uranüs karesinin ani ve beklenmedik etkileri, patlamaları ifade eden gergin enerjileri de devrede olacak. Ay-Mars kavuşumunun etkin olacağı öğle saatlerinde haşin, tartışmacı, gergin etkiler var. Kaza ve sakarlıklara karşı uyanık olmakta, kırgınlıklara meydan vermemek adına ölçülü davranmakta fayda var. Bu açının hemen ardından etkinleşecek Ay-Venüs altmışlığı, bu gergin etkileri rahatlatıyor. İlişkiler ve sosyallik açısından öğle sonrasındaki saatleri tercih edebiliriz. Günün geri kalanında da olumlu ve uyumlu etkiler daha baskın gözüküyor.
Keyifli, sağlıklı ve başarılı bir hafta dileğiyle…
21 Temmuz 2013,
Öner DÖŞER,
ASTROLOJİ OKULU, Caddebostan
29 Temmuz Haftası burç yorumları için aşağıdaki linki takip ederek ilgilendiğiniz burcun videosuna ulaşabilirsiniz.
http://www.viplay.com/programlar/yasam/astroloji-televizyonu_2726